Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘Savaş artıkları, süreç bitmediği sürece can almaya devam edecek’

‘Savaş artıkları, süreç bitmediği sürece can almaya devam edecek’

09 Ağustos 2019, 10:25

“Savaş artıklarının mutlaka temizlenmesi gerektiğini, aksi takdirde Ayaz ve Nupelda’nın son olmayacağını biz biliyoruz. Savaş artığı dediğimiz doğada operasyonlar sonucu kalan patlamamış mühimmatlar insanların canını almaya devam edecektir”

İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şube Başkanı Gürbüz Solmaz, Dersim’de savaş artıklarının infilak etmesi sonucu yaşanan can kayıpları ve devlet politikalarına ilişkin PİRHA’ya konuştu.

Solmaz, bölgede ve Dersim’de yaşanan durumlara ilişkin şunları aktardı:

“Aslında mayınlar Doğu ve Güneydoğu’da, sınır hatlarında ve bölge içinde, il ile ilçe içlerinde, kırsal alanların tamamında 1 milyonun üzerinde bulunmakta. Türkiye, Ottowa Sözleşmesi’ne göre 2014 yılında bölgede döşenen mayınların temizlenmesiyle ilgili sözleşmeye imza vermiştir. Türkiye’nin isteği üzerine temizleme süreci 2022 yılına kadar uzatıldı. Türkiye’de ve özellikle Dersim’de meclisin vermiş olduğu veriler üzerine 10 bini aşkın mayın olduğu söyleniyor. Bu kesindir. Çünkü raporlar halinde sunulmuştur. Mayınlar, Dersim’de ve bölgede can almaya devam ediyor. 2014’ten 2019’a kadar mayınların temizlenmemesi sonucu binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve sakat kaldığını raporlar halinde sunuyoruz. Dersim’de mayınların döşenmesinden bu yana, çatışmalı süreçle birlikte devletin kendi güvenliği açısından döşemiş olduğu mayınlardan kaynaklı yaşamını yitiren, yaralı olan, ağır yaralanan yüzlerce insan var. Dersim’de son günlerde Ovacık’ta yaşanan, savaş artığı; açıklamalarda EYP veya mayının daha önceden döşendiği haberleri olsa da olay yerinde yapmış olduğumuz incelemelerle bunun ne EYP ne de mayın olduğu gerçek değildir. Ayaz ve Nupelda’nın yaşamını yitirmesiyle mayınlar gündeme geldi.”

 

 

“BU SÜREÇ BİTMEDİĞİ SÜRECE İNSANLAR YAŞAMINI YİTİRMEYE DEVAM EDECEK”

“Mayınların mutlaka temizlenmesi gerektiğini, aksi takdirde Ayaz ve Nupelda’nın son olmayacağını biz biliyoruz. Bir an önce mayınların bölgede ve ilimizde temizlenmesi gerektiğini söylüyoruz” diyen Solmaz, şöyle devam etti:

“Bu çatışmalı sürecin bitirilmemesi, barış ve çözüm sürecine dönülmemesi süresi içerisinde mayın patlamaları, savaş artığı dediğimiz doğada operasyonlar sonucu kalan patlamamış mühimmatlar insanların canını almaya devam edecektir. Bunun tek çözümü, yıllardan beri devam eden savaşın bitirilmesi, çözüm sürecine dönülmesi, can kayıplarının olmaması. Bölgemizde yürütülen 40 yılı aşkın süredir devam eden bu çatışmalı süreçlerde 40 binin üzerinde insanın yaşamını yitirdi, bu süreç bitmediği sürece de insanlar yaşamını yitirmeye devam edecek.”

“SAVAŞLA BİRLİKTE İNSANSIZLAŞTIRMA DEVAM EDİYOR”

Dersim’de insansızlaştırma politikasının farklı koşullarda devam ettiğine vurgu yapan Solmaz, “Son günlerde gündeme gelen Ovacık’taki maden arama sahaları ilanları, afet bölgesi ilan edilen Ovacık merkez köyleri bulunuyor. Savaşla birlikte insansızlaştırma devam ediyor. Biz 2013-2015 döneminde, insanların büyük kentlerden köylerine gelmesi, yeni yerleşkeler kurması, ev yapması, çatışmalı süreçle birlikte bu insanların göç edip gittiğine şahit oluyoruz. O nedenle bu çatışmalı süreç bitmediği sürece doğa katliamı, yasaklı bölgeler, yaşanan ölümler, mayın patlamaları, serbest halde dolaşan savaş artıkları insanların canını almaya devam edecektir. Biz bu kayıpların sonlanması, mayınların temizlenmesi, Ottowa Sözleşmesi’ne uyulması, 2022 yılına kadar savaş artıklarının mutlaka temizlenmesi gerekiyor” dedi.

 

 

“SADECE TEK BÖLGEDE MAYIN TEMİZLEME ÇALIŞMASI YAPILDI”

Ottowa Sözleşmesi’nde mayınların temizlenmesinde Türkiye’nin 2022 yılına kadar süre istediğini belirten Solmaz, “Yetiştirebilirler mi, temizleyebilirler mi belli değil. Dersim’de sadece Aktuluk’ta yatılı bölge okulu dediğimiz eski karakol bölgesi temizlenmiştir. Onun dışında bir temizleme çalışması yürütülmemiştir” diyerek durumu aktardı.

“SÜREÇ; KALEKOL YAPMA, YASAKLI BÖLGE İLANINA DÖNÜŞTÜ”

“2013-2015 arasındaki dönemlerde; aslında barış ve çözüm süreci diye bir şey yaşanmadı, şuan ki durum onu gösteriyor. O süreçte devletin hakim olduğu yerlere kalekol, karakol yapmak, çitler yapmak, yasaklı bölge ilan etmek sürecine dönüştü” diye konuşan Solmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yıllardır devam eden bu çatışmalı sürecin bitirilmediği sürece kalekol yapımı, yasaklı bölgeler ilan edilmesi ya da farklı şeyler yapılmasının çözüm olmayacağını biliyoruz. İnsan yaşamı, can kayıpları söz konusudur.

Karakollar, kalekollar bu sürece çözüm olmayacak. Tek çözümün barış, demokrasi olacak, o adımlar atıldığı takdirde sorunların tamamı ortadan kalkmış olacak; kalekola da karakola da yasaklı bölgelere de gerek kalmayacak. Bunu 2013-2015 sürecinde gördük, bu ülkede bir şeylerin değişeceğini gösterdi.”

“BARIŞ SÜRECİNE DÖNÜLMESİ, AYRIŞTIRICI DİL KULLANILMAMASI GEREKİYOR”

İktidarın çözüm süreçlerini kendi iktidarlarının devamına heba etmemeleri gerektiğini söyleyen Solmaz, “Çünkü yaşam üzerinden iktidarların, kendi iktidarlarını devam ettirmeyeceklerini biliyoruz. Bu barış sürecine yeniden dönülmesi o yönlü çalışmalar yapılması, ayrıştırıcı dillerden uzak durulması gerektiğini ifade ediyoruz. Türk ve Kürt halkı da barış ve kardeşlik söylemlerini öne çıkarmalı. Bu barış süreçlerinin herkes tarafından benimsenip kabullendiğini biliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

PİRHA/DERSİM

Bu haber 336 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..