Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Gıni (Kanlı) Aşireti

Gıni (Kanlı) Aşireti

04 Ağustos 2019, 10:33

(Bu yazı, yakında okura sunulacak olan Divriği Yerleşimleri Tarihi adlı kitabımın Gıni aşiretiyle ilgili bölümünün bir özetidir.)

Alevi bir topluluk olan Gıni aşiretinin tarihi, derleme düzeyinde de olsa yazıya aktarılmış ancak, aşiretin tarihiyle ilgili kaynaklar henüz okura sunulmamıştır.[1] Bu yazıda Gıni aşiretiyle ilgili arşiv kayıtları eşliğinde söz konusu topluluğun tarihi sunulmaya çalışılacaktır. Bu sunum yapılırken, ideolojik, politik, etnik, dinsel ve mezhepsel bir kaygı öne alınmayacak, objektif olmaya özen gösterilecektir.

Azınlık topluluğa mensup olanların tarihi, araştırmacılar tarafından tarih bozma şanssızlığına uğramıştır. Bunda temel etken kaynak kıtlığıdır. Ne var ki azınlık mensupları da bu boşluktan yararlanarak modernizm etkisiyle hayran oldukları etnisitelerin kendi kökenleri olduğunun kanıtlanma arzusu taşımaktadır. Gıni aşiretiyle ilgili yazılanlar, bu aşiret mensuplarının bazılarının da arzusu doğrultusunda gelişmiş ve bir ara aşiretin Ermeni kökenli olduğu iddia edilmiştir. Bunda kuşkusuz Türkiye’de tarih yazımının aşırı politize olması en büyük etkendir.

Derlenen bilgilere göre Kangal, Divriği ve Zara yörelerindeki Gıni köyleri şunlardır: Ağlıkçay, Akbaba, Alıçlıseki, Bayındır (Melulan), Belenterla (Eski Hargün), Beypınarı, Çağlıören (Keçeciyan), Çevirme (Şadiyan aşireti de var), Dağönü (Sako), Dereköy, Elalibey, Hamzabey (Cemikan), İğdir, Karaçayır, Karaburun (Odur), Kısık, Kırlangıç, Körpınar, Kurtlukaya, Ovacık, Örentaş, Sultanpınar, Tepehan, Kavakköy, Yuva, Sarphan.

Gıni aşiretinin bir bölümü on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Kayseri yöresine göçmüştür. Kayseri’deki Gıni köyleri Küçüksöbeçimen ve Tavla’dır. Sivas’ın Ulaş ilçesine bağlı Çevirme ve Kurtlukaya köylerine göçen Gıni aşireti mensupları da vardır.

Gıni aşiretinin bu yöreye gelişi ve hangi aşiretten koptuğu konusunda farklı bilgiler derlenmiştir. Dersim’in Gın köyünden geldiğini söyleyenler olduğu gibi Varto’daki Lolan aşiretinden kopup ilkönce Kangal’ın Beypınarı yöresine yerleştiğini söyleyenler de vardır.

Yörenin en etkili aşiretlerinden biri olan Gıni, Osmanlı kayıtlarında Kınili ya da Kanlı olarak geçer. Aşiretin asıl yurdu Karabel yöresidir. Tuzlasıyla ünlü Hargün çevresindeki yerleşimlerde de Gıni aşiretinin kolları vardır.

Zaza lehçesiyle konuşan Gıni, Alevi bir aşirettir. Aşiretin pir ocağı Kureyşan, mürşid ocağı Baba Mansur’dur.[2] Bilindiği gibi, mürşid (serçeşme) ocaklarından biri olan Baba Mansur’a direkt (doğrudan) bağlı olan aşiretler Kurmanç, Hacı Kureyş aracılığıyla bağlı olan aşiretler Zaza lehçesiyle konuşmaktadır. (Zaza ve Kurmanç politik tartışması konumuz dışındadır.)

Hacı Kureyş ocağına bağlı iken yirminci yüzyıl başlarında Kangal’ın Mescit köyünden olan Araboğlu Süleyman önderliğinde gelişen ve günümüzde Hakikatçılar olarak anılan akımdan etkilenerek ocak sistemini ve musahipliği bırakanlar olmuş, ancak bunlar daha sonra klasik Aleviliğe dönmüştür. Klasik Aleviler bunlara ‘purut’ demiş ve hemen hemen her türlü ilişkiyi kesmiştir. Purut olarak nitelenen Gıni köyleri şunlardır: Dereköy, Dağönü, Kırlangıç, Sultanpınar, Melülören, Akbaba, Kavak, Hamzabey, Çalcıören, Bayındır köyleri.

On altıncı yüzyıla ait tahrir defterlerinde Divriği, Kangal ve Zara yörelerinde Gıni aşiretinin adı geçmemektedir. On dokuzuncu yüzyıla ait belgeler dikkate alındığında aşiretin on sekizinci yüzyılda (1700-1800) bu yöreye geldiği anlaşılmaktadır. Kangal köylerinin bir kısmını da kapsayan Divriği kazasına ait kayıtlara göre Gıni aşireti, Aşudu nahiyesindeki boş yerlere geçici olarak, Divriği yöneticisi olup Osmanlıya isyan eden ve 1813 yılında Malatya-Akçadağ-Kürecik’te öldürülen Veli Paşa’nın babası zamanında yerleştirilmişti. Ancak, aşiret bu yöreyi sürekli yurt edinmek istiyordu. 1810 yılında Veli Paşa bu isteği yerine getirdi ve kendi parasıyla birçok ev yaptırıp arazi dağıttı. Buna karşılık hane başına yılda bir batman yağ ile iki çinik buğday almayı şart koşmuştu.[3]

Gıni aşireti ile Direjan aşireti arasında 1847 yılında Yağbasan yöresinde çarpışmalar olmuş, bu çarpışmalarda her iki aşiretten birçok kişi hayatını kaybetmiştir. Çarpışmaların nedeni, yörede işletilen tuzladır. Ancak asıl neden, Divriği yöneticilerinin birbirlerine kurduğu entrikalardır. Rakip yöneticiler çarpışmalar nedeniyle tuzlanın işlemez hale gelmesini sağlayarak birbirlerine üstünlük sağlamayı amaçlamaktadır.

Gıni aşiretinin Divriği’ye bağlı Ziniski nahiyesindeki 1845 yılına ait nüfus kaydı şöyledir:[4]

Aşiret-i Kınili der nahiye-i Ziniski

Yağbasan ağaları mutasarrıf oldukları

1- Hüseyin Ağaoğlu Süleyman bin Hüseyin, yaş 39, muhtar-ı evvel; karındaşı oğlu Hamıs Mehmed, yaş 12

2- Hüseyin Ağaoğlu Yusuf bin Hüseyin, yaş 57; oğlu Hüseyin, yaş 11

3- Süleymanoğlu Ali bin Süleyman, yaş 49

4- Süleymanoğlu Timur bin Haydar, yaş 4

5- Kovanoğlu/Gevanoğlu? Mustafa bin Kovan/Gevan?, yaş 47

6- Şah Hüseyinoğlu Hüseyin bin Hüseyin, yaş 67, yekçeşm (tek gözlü); oğlu Şado, yaş 30

7- Muzooğlu? Mezid? bin Ali, yaş 50; oğlu Osman, yaş 12

8- Mollaoğlu Davud bin Molla Mehmed, yaş 15

9- Hızıroğlu Mustafa bin Hızır, yaş 45

10- Hızıroğlu Haydar bin Hızır, yaş 44

11- Cemaloğlu Ali bin Cemal, yaş 62

12- Cemaloğlu Hasan bin Cemal, yaş 67

13- Çapükoğlu Mehmed bin Evlani/Evlati?, yaş 42; oğlu Timur, yaş 32

14- Hüseyinoğlu Süleyman bin Hüseyin, yaş 77; oğlu Hasan, yaş 23

15- Yusufhanoğlu Mustafa bin Yusuf, yaş 30

16- Yusufhanoğlu Muzo bin Yusuf, yaş 57; oğlu Ali, yaş 23; diğer oğlu Mustafa, yaş 13

17- Hakkevinoğlu? Mustafa bin Cafer, Yaş 70

18- Memişoğlu Mahmud bin Memiş, yaş 45; oğlu Ali, yaş 8

  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..