Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Kaz Dağları’ndan Munzur’a talan

Kaz Dağları’ndan Munzur’a talan

02 Ağustos 2019, 11:52

Türkiye’de siyanürle işlenen altın, gümüş vb. madenler doğal yaşamı ve suları adeta katlediyor. Artvin, Bergama,Eşme, Ordu,Erzincan, Gümüşhane, Madra Dağı, Kaz Dağları vd. alanlardan sonra şimdi de sıra Dersim’de

Dersim’de rafting vb. sporların turizmi geliştireceği iddia edilirken, koruma alanları üzerindeki zırh kırılarak yok ediliyor. Altın madenlerinde en sıcak gelişmeler ise Kaz Dağları’nda yaşanıyor. Maden kazıları ile yüzbinlerce ağaç katledilirken siyanür havuzları ile bölge toptan katliama hazırlanıyor. Siyanür kullanımı ise AKP iktidarı tarafından özellikle desteklendiği görülüyor.

Madenlerde cevherin Türkiye’de işlenmesi halinde devlet hakkından yüzde 50 feragat ediliyor olması bu durumu ortaya koyan en önemli gösterge. Siyanürle altının cevherden ayrıştırılması birçok ülke tarafından yasaklanırken Türkiye’de bu duruma destek veriliyor olması manidar bir duruma işaret ediyor.

 
 
 

Munzur Dağları ve madenler

AKP hükümeti uluslararası veya yerli şirketlerin yararına olan hizmetlerini her noktada sürdürmekten imtina etmiyor. Bu hizmetleri örgütleneyen kurum olan MTA verilerine göre Dersim, hem metalik madenler hem de endüstriyel hammaddeler açısından önemli yeraltı zenginliğine sahip olduğu belirtilirken bu bölgede 145 adet maden sahası MTA tarafından işaretlenmiş durumda. Altın, gümüş, krom, bakır, kurşun, çinko ve molibden gibi metalik madenlerin özellikle Ovacık, Hozat, Pülümür ve Nazimiye ilçeleri arasında yoğunlaştığı anlaşılıyor. Erzincan İliç’ten başlayıp Ovacık ve Hozat arasındaki dağlarda yüzlerce sondaj gerçekleştiren Çalık Holding ve ortağı ABD’li şirket Anagold madencilik 8 yıldır Erzincan’ın İliç bölgesinde ormanları ve doğal yaşamı yok etmiş ve bölgeyi siyanüre boğmuş durumda.

Dersim maden sahası oldu

Ovacık Cevizlidere bölgesinde 5 bin metre sondaj yapıldı. Hozat-Ovacık karayolu arasında Kacaoğlan köyünün kuzeydoğusunda Mamlis’te MTA ve Japonlar sondaj çalışmaları yürüttüler. Tunçpınar Madenciliğin sondajları ile Sin Mezrasında 3 km’lik bir alanda bakır ve altın cevherleşmesi bulunduğu belirlienirken krom, kömür vd. madenler ise yan ürün olarak değerlendirilebileceği vurgulandı. Sondaj alanı, tam olarak Dersim sınırları içerisindeki Ovacık Cevizlidere, Karayonca, Karaoğlan, Doludibek ve Dersim Geyiksuyu Sin Mezrası olmak üzere toplam 43 bin 350 hektar alanı içeriyor. Bu devasa ruhsat alanının bir kısmı ise Munzur Milli Parkı içinde yer alıyor.

Kaz Dağları maden cehennemi

Dünyanın sayılı zengin oksijen üreten doğal alanlardan biri olan Kaz Dağları’nda, altın madeni işletmek için bugüne kadar 16 firma ruhsat almış durumda. Bu şirketler Kaz Dağları’nın 34 noktasında altın madeni için maden sondajları yapmış ve bazıları maden kazılarına başlarken, diğerleri ise sırasını bekliyor. Kaz dağlarında altın madenlerinin tamamı çalışmaya başladığında 2,5 milyar ton kaya ve toprak işlenecek ve yaklaşık 400 bin ton siyanür kullanılarak cevherin içinde yer alan eser miktardaki altın cevherden ayrıştırılacak. Bu süreçte 10 milyon adet zeytin, kiraz, şeftali, elma ağaçları ile birlikte tüm bitkisel üretim ve tarımla geçimini sağlayan 750 bin kişi köylerinden göç etmek zorunda kalacak. Bu adımlar çoktan beri atılmaya devam ederken Çanakkale halkı Kaz Dağları’na ve su havzalarına sahip çikmak amacıyla nöbet sistemine geçmiş durumda.

Siyanürcüler ödüllendiriliyor

Kaz Dağları bölgesinde 2007 yılında başlayan altın arama çalışmaları kapsamında bugüne dek yüzlerce sondaj yapıldı. Sondajları tamamlanan ve bölgede 200 bine yakın ağacı katleden Kanadalı şirket Çanakkale halkının tek su kaynağı olan Atikhisar Barajını tehdit etmekte. Kirazlı Köyü bölgesinde ağaç katliamı gerçekleştiren şirket madenin işletme aşamasında ortaya çıkacak su ihtiyacını öncelikle yüzey akışı sularından sağlayacağı ve bu suların ihtiyacı karşılamadığı durumda ise baraj inşa edileceği belirtiliyor. 200 bine yakın ağacın katledildiği bölgenin resimleri çarşaf çarşaf paylaşılırken bakanlık bölgede 13 bin ağaç kesildi ve şirket buna karşın hatıra ormanı kuracak açıklamaları tepkiyle karşılanmıştı. Kanadalı Alamos Gold şirketinin taşeronu olan Doğu Biga Madencilik şirketine AKP iktidarınca Resmi Gazete’nin 28 Temmuz tarihli sayısında yayınlanan tebliğe göre çeşitli vergi istisna ve indirimleri ile sigorta primi desteklerini içeren 865 milyon lira bedelli yatırım teşvik belgesi verilmiş olması ise dikkat çekiyor.

Yaşanan siyanür faciaları

Gümüşhane, Uşak Eşme ve Hemşin’de altın ve gümüş madenlerinde kullanılan siyanür havuzları patladı ve binlerce insan, siyanür karışan içme sularını içerek zehirlendi. Hemşin’de ise tespit edilebilen canlılardan binlerce balık yaşamını yitirdi. Devlet organları ise üç olayda da gerçekleri halktan her zamanki gibi sakladı. Gümüşhane Valiliği 300’ü aşkın insanın zehirlenmesini içme suyuna lağım karışmış olabilir diyerek kapatmaya çalıştı. Aynı açıklama Eşme’de zehirlenen 1500 kişi için Uşak Valiliği’nden geldi. Ancak Eşme’deki zehirlenme tam olarak örtbas edilemedi. Alınan kan örneklerine kaymakamlık el koyarken, 9 kişinin kan örnekleri El ele Hareketi tarafından alınıp tahlillerinin yapılması sağlandı ve gerçekler ortaya serildi. Ancak bu gerçeklere karşın ne devletten ne de şirketten bir açıklama gelmezken, madenler hiçbir şey olmamışçasına çalışmayı sürdürdü.

Sondajlarda dur durak yok

Maden Tetkik Arama’nın (MTA) Sondaj Dairesi, 2005’ten 2016 yılı sonuna kadar olan sondaj oranına sayfasında yer verirken, yıl yıl bu bilgilerin yer almadığı görülüyor. MTA; Metalik Maden, Endüstriyel Hammadde, Kömür, Uranyum, Petrol, Jeotermal, Soğuk su ve Diğer sondajlar olmak üzere 2016 yılı sonuna kadar toplam 5 milyon 400 bin 052 metre sondaj gerçekleştirmiş. Ayrıca, 2005 yılından itibaren ihale yolu ile özel sektöre sondaj yaptırmaya başlanmış ve 1 milyon 418 bin 566 metre sondaj hizmet alımı yapılarak toplamda, 6 milyon 818 bin 818 metreye ulaşıldığı belirtilmiş.

Araziler, madenler, varlıklar

2006 yılında ‘Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik’ resmi gazetede yayınlanmıştı. Bu yönetmelik 2007 ve 2009 yılında çıkarılan diğer yönetmeliklerle hazineye ait olan her şey farklı bir kuruma devri yapılabilir hale gelmişken her türden arazi ya da yapının ise sermaye kesimlerine tahsisi mümkün olmuştu. AKP hükümeti öncesi 2001 yılında çıkan Hazineye ait taşınmaz malların değerlendirilmesi hk. kanunla birlikte neoliberal politikaların can yakan ilk adımları atılmıştı. Torba yasalarla birlikte bu süreçlere madencilerin ihtiyaçlarına göre sürekli olarak eklemeler yapılmakta.

MTA talep toplayıcı

Hazine adına kayıtlı ya da belediyelerin uhdesinde olan her türden arazi, maden ve varlıkların Varlık Fonuna devredilmesiyle birlikte maden lisanslarının tamamını elinde toplayan Cumhurbaşkanlığı, MTA verileri üzerinden başta İngiltere, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde talep toplama çalışmalarının sürdüğü iddia ediliyor. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin yeraltı zenginliklerinin tam olarak ortaya çıkarılması için harekete geçtiklerini, 2015 yılında 330 bin metre sondaj yaptıklarını ve 2017 yılında ise sondaj miktarının 1 milyon metreye çıkarılma talimatı verdiğini belirtmişti.

Hizmetlerde sınır yok

Madenciliğin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) içindeki payı 2005’te 673 milyar 702 milyon 942 bin 744 iken 2017’de bu rakam 3 trilyon 106 milyar 536 milyon 751 bin 444’e ulaştığı MTA verilerinde yer almaktadır.

Yine MTA verilerinde, madenciliğin Türkiye GSYH içindeki payı 2009 yılında yüzde 1.12 iken 2017 yılında bu oran yüzde 0.87’e gerilemiştir. 2005’te GSYH payı yüzde 0.97’den 2017 yılı oranı olan yüzde 1.12’ye yükselmesinin nedeni ise AKP iktidarının başlangıcından sonra birçok sermayedarın elinde bulunan maden lisanslarının iktidarca merkeze alınıp el değiştirme sürecinin hızla yaşanmış olmasıdır.

kaynak: yeni yasam gazetesi

Bu haber 313 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..