Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Dersim İnşa Kongresi; Dersim halkının yanındayız

Dersim İnşa Kongresi; Dersim halkının yanındayız

17 Temmuz 2019, 10:49

‘Güloğlu ailesinin derin ve yürekleri parçalayan acısını paylaşıyoruz’ denilen açıklamada bölge’de 40 yılı aşkındır sürdürülen ‘kirli savaş’tan ötürü binlerce çocuğun hayatını kaybettiği ifade edilerek ‘Güloğlu ailesi ve Dersim halkının acılarını paylaşıyoruz ve yanındayız’ denildi.

Dersim İnşa Kongresi, Dersim-Ovacık ilçesi Bilgeç Köyü Çakılyayla mezrasında dün 8 yaşındaki Ayaz Güloğlu ve 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu isimli çocukların mayına basması sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin açıklama yaptı.

‘Güloğlu ailesinin derin ve yürekleri parçalayan acısını paylaşıyoruz’ denilen açıklamada bölge’de 40 yılı aşkındır sürdürülen ‘kirli savaş’tan ötürü binlerce çocuğun hayatını kaybettiği ifade edilerek ‘Güloğlu ailesi ve Dersim halkının acılarını paylaşıyoruz ve yanındayız’ denildi.

Dersim İnşa Kongresi (DİK), ‘henüz çocukluğunu yaşayamadan hayattan koparılan bu kelebeklerin ahı kirli savaş’ta ısrar edenlerin peşini bırakmayacaktır’ diyerek, son dönemlerde Dersim’de yaşananlara dikkat çekerek şunları belirtti;

Dersim’de insanlarımızın can güvenliği kalmamıştır!

Kutsal Dersim coğrafyası egemenlerin, talancıların, soykırımcı, ırkçı ve gerici güçler için oldum-olası bir çiban başı olarak algınlandı ve kan-revan içinde bırakıldı. Soykırım öncesi ve sonrasında özel kanun ve sözde yasalar ile ismi değiştirilerek her türlü baskı ile asimilasyon politikaları dayatıldı. Buna karşı direnenler ise ya terörize edildi yada ‘terörist’ ilan edilerek hedef gösterildi ‘katli vaciptir’ denildi. Köylerimiz boşaltıldı coğrafyamız yakıldı, yıkıldı. Daha dün (hiç olmamış gibi) 1 Yıllık bir yasak daha getirildi ve kendi topraklarımıza basamaz ve yasaklı hale getirildik. Toprağımıza ayak bastığımız anda ise vurulduk, kaçırıldık, imha edildik yada kör mayının kurbanı olduk. Bir basın açıklaması, bir toplantı ve en küçük bir demokratik talebin dile getirilmesi suç sayılır hale geldi. Dersim insanının neredeyse nefes alması bile yasaklanır hale getirildi. Dersim üzerindeki kuşatma kimlik, inanç, kültür, ekoloji vd değerleri ile birlikte korkunç bir şekilde sürdürüldüğünden, kutsal mekanlarımız yasaklı olduğundan adeta Dersim’de insanlarımızın can güvenliği kalmamıştır!

Kutsal topraklarımız mayınlardan temizlensin

DİK, ‘elimizdeki bilgilere göre Dersim coğrafyası adeta bir mayın tarlasına dönüştürülmüştür’ ifadesinin yer aldığı açıklasında Türkiye’nin, Ottowa Sözleşmesi’ni 2003 yılında imzaladığını ve 2004 yılında da taraf devlet olduğunu hatırlatarak, ‘’Türkiye, 2008 yılı 1 Mart’ına kadar stoklarındaki mayınları imha etme ve 2014 yılına kadar da toprağa döşeli mayınları temizleme, kurbanlara yardım konusunda da gerekli adımları atma yükümlülüğü üstlenmiş olmasına rağmen salt Dersim’de 10 binin üzerinde kara mayının bu anlaşmaya aykırı bir şekilde döşendiği ve temizlenmediğini vurgulayarak ‘kutsal topraklarımız mayınlardan temizlensin’ dedi. Dersim başta olmak üzere bölgede 17 İli kapsayan geniş bir alanda Milyonlarca İnsanımızın hayatı ‘kara mayın’ tehlikesi ile karşı karşıyadır. Dersim coğrafyası Dersimlilere ve dostlarına serbest olsun, kutsal mekanlarımız, ziyaretlerimiz yasaklardan ve kirli ellerden arınsın, askeri operasyonlar durdurulsun, barış, huzur ve demokrasi gelsin, halklarımız ve inançlarımız özgür olsun.  

Acılarımızın ortaklaşması bizi dahada yakınlaştıracak

Ayaz ve Nupelda Güloğlu çocuk-kardeşlerin acı kayıpları gerek Dersim’de ve gerekse diasporada yaşamak zorunda olan biz Dersimlileri ve dostlarını yasa bürümüştür. Bölgedeki mayınlardan ve kirli savaşta ısrar edenler, Ceylan Önkol, Enes Ata, Nihat Kazanhan gibi yüzlerce çocuğun direk ağır silahların hedefi olduğu ve faillerinin yetkililer tarafından korunduğunun hatırlatıldığı açıklamada, ‘Tunceli Valisi de olayı kapatmaya ve esas suçluları gizleye çalışıyor’ denildi. Firik Dede’nin Behzat’ı  Bese’lerin, Engin’lerin acısı hala güncelliğini koruyor ve yüreklerde birer ‘kor’ iken Ayaz ve Nupelda’nın gidişi sözün bittiği yer oldu adeta. Yaşatılan bunca acı ve keder Dersimlilerin daha çok kenetlenmesini sağlayacaktır. Zalimlerden hesap sormak ve yitirdiklerimizin anılarına bağlı kalmak ise birlikte, yan-yana olmaktan geçmektedir.

Acılıyız öfkeliyiz ve bu durumun önüne geçmeliyiz

Acılıyız ve ama aynı zamanda büyük öfkeliyiz. Bu talihsiz kuşatmayı geriletmek ise ancak tarihsel, onurlu bir direniş ile püskürterek büyük düşünmek ve ‘Büyük Dersim’i yeniden inşa etmek ile gerçekleşecektir.

Dersim İnşa Kongresi ayrıca, yaz mevsimi vesilesi ile Dersim’e gideceklere de bir çağrı yaparak hem Engin Eroğlu ve hem de Ayaz ile Nupelda’nın kardeşlerin ailelerine taziye ziyaretleri yaparak acılarına ortak olmalarını, kutsal mekanları, ziyaretleri vb yerlere gidilmesini önerdi.

DİK, ‘Bir kez daha Ayaz Nupelda Güloğlu kardeşlerimizin devirleri daim olsun diyerek ailesi ve Dersim halkının başı sağolsun diyoruz’ denilen açıklamanın sonunda Dersim halkına ve coğrafyasına yapılan zulümlerden yola çıkarak Seyid Rıza’nın, ‘Ayıptır, Yazıktır, Günahtır’ sözleri ile bitirdi.

Dersim İnşa Kongresi YK

Bu haber 427 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..