Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Demirtaş'tan 'dokunulmazlık' yanıtı: Seçeneksiz değiliz!

Demirtaş'tan 'dokunulmazlık' yanıtı: Seçeneksiz değiliz!

19 Nisan 2016, 18:56

Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Demirtaş, "Tek bir arkadaşımız kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek. Öyle kolay olmayacak, tereyağından kıl çeker gibi olmayacak. Biz de seçeneksiz değiliz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Toplantıya KESK, DİSK, TTB ve TMMOB gibi sendika ve meslek örgütlerinin genel başkanları, temsilcileri ile çok sayıda konuk da katıldı. 

'KÖLELİK ÜLKESİ OLURUZ' UYARISI

Êzidî halkının Çarşamê Sor bayramını kutlayarak konuşmasına başlayan Demirtaş, şu hususlara dikkati çekti:

"1 Mayıs yaklaşıyor, emekçinin sorunları sadece 1 Mayıs ile ifade edilebilecek durumda değil. Biz işçi sorunu, emekçi ve çalışanın sorunu derken küçük bir grubun sorunundan bahsetmiyoruz. Türkiye’nin yüzde 85’lik nüfusunun sorunundan bahsediyoruz. Uzun yıllardır emekçinin hakkı gasp edilirken, buna karşı direniş de gelişiyor. Fakat hiçbir dönem 2016’da yaşanan hak gaspı kadar yaşanmadı. Bizim dokunulmazlığımızı da konuşacağız, ama şu anda işçiye dokunmayı öngören yasa parlamenter dokunulmazlığından daha ciddi bir mevzudur.
İşsizlik oranı çok yüksek; böylesine bir ortamda işçiyi kendi hakkını aramadan aciz bırakılan bu dönemde bir de bu yasa geçerse biz işsizlik değil, kölelik ülkesi olacağız. Parlamento bu yasaya karşı çıkamazsa vay halimize.
Bir grup işçiyi patrona kiralayarak gelir elde eden dayı başları var şimdi bunun modern dayı başı olarak getirmek istiyorlar. Dayı başı kravat takacak. Dayı başı kravat taktı diye bu iş işçiden yana bir uygulamaya dönüşmeyecek. İstihdam yer ülke için lazım; Türkiye’nin üretime dayalı istihdamı artırması lazım. İktidar, biz işsizliği azaltmaya çalışıyoruz diyerek, sunmaya çalışacak. Şu anda Türkiye’nin birçok yerinde istihdam büroları hazırlanmış, sadece bu yasayı bekliyorlar. İşçi kardeşlerimin affına sığınarak, söylüyorum; araç kiralama şirketlerine benzer bir model oluşturacaklar. Yine beni affedin bir mal gibi kiraya verilecekler. Bunu kiralayanı bunun işvereni mi olacak hayır siz gideceksiniz sizi kiralayanın tarlasında fabrikasında çalışacaksınız. Patron artık sizi kiraya veren şirkettir. Bu durumda büyük patronlar, sözleşmeleri işçilerini işten çıkaracak. Dolayısıyla çalışanlar için de bir tehdit. Patronlar ucuz çalışan işçi kaynağına yöneleceklerdir. Bunların büyük bir bölümü de kurulmuş, bu yasanın çıkmasını bekliyorlar. Bunları kuranların büyük bir bölümü de iktidara yakın isimler. Bunlar istihdamı arttıran işler değil. Bunlar büyük sermaye sahiplerine ‘Gel burada bedava işçi var’ çığırtkanlığından başka bir şey değil.

'HERKES TAKSİM'DE OLMALI'

1 Mayıs’ta Taksimi yasaklamasa 1 milyon kişi çıkacak hükümeti eleştirecek. Panik bundandır. Burada anlattığımız sorunları Taksim’de sendika temsilcileri 1 milyon kişiye, bütün dünyaya anlatacaklar. Bu yüzden Taksim yasak. Toplum bütün bu gerçekleri duymasın diye yasak. İşçi hareketinin biteceği yerde demokrasi biter. Bitirmek istedikleri hepimizin geleceğidir. Bu yüzden herkes 1 Mayıs’ta Taksim’de olmalıdır. Nerede bir alan varsa o alanı doldurup, emekçinin sesini yükseltmemiz lazım. Taksim’de gerçekleşen bütün siyasi olaylar Taksim’den vazgeçmemizi gerektirmez ama nerede alanlar varsa orası doldurulmalıdır. Bu tarihi dönemde tartışmayı Taksim oldu mu olmadı tartışmasına indirgememek lazım. Meydanlar inlemedikçe, işçi yumruğunu alana vurmadıkça bu işler düzelmez. Ses gür çıkmalı ki, parlamentoda sizlerle olan milletvekilleri iktidarın bu zulmünü durdursunlar.

TASFİYE GİRİŞİMİ

Dokunulmazlık haftaya tartışılacak. Biz dokunulmazlık zırhını arkasına sığınmış bir grup değiliz. Milletvekilleri kürsüde yaptıkları konuşmalar dışında dokunulmazlığa sahip olmasın. Milletvekilinin elindeki tek güç konuşmasıdır. Bundan dolayı soruşturma açılmasın bunun dışındaki bütün suçlar dokunulmazlığa açılsın. Hırsızlık mı yaptık, biz yapmadık ama yapanlar var hemen soruşturma açılsın. Bir milletvekili birini dövse dokunulmazlığı var senle ne farkımız var. Sana soruşturmaya açılıyorsa bana da açılsın. Biz bundan korkmuyoruz. Milletvekili Yargıtay’da yargılansın diyoruz. Türkiye gibi yargının bağımsız olmadığı bir ülkede suiistimal olmasın diye diyoruz. HDP’nin teklifi bu, şu gün getirsinler bütün grubumuz evet diyeceğiz. AKP’nin teklifi tam bir kurnazlık. Mevcut dosyalarla tek bir tartışma yapılmadan, tamamı kaldırılacak. HDP için kaldırılacağı da açık. Bunu şevkle de söylüyorlar. Amaç HDP’yi yargı önüne çıkarıp linç etmek. 
Ülkenin Cumhurbaşkanı açık bir şekilde topluma yalan söyleyerek, algı oluşturdular. Uyduruk iki gazetenin yalanından başka ortada bir şey yok. İspatlayın dedik ispatlamadılar. Hem saraydaki zata hem de stajyerine söylüyoruz. Biz dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak, siyaset yapan bir parti değiliz. Bakanlarla ilgili ‘hayır’ oyu verenler, bugün bizi yargı önüne atıp, linç etmek istiyorlar. Biz mevzuyu çok abartacak değiliz. Bu günaha ortak olmak isteyen herkes parmak kaldırır. Siyasi fatura bu parmağı kaldıran olacaktır. Kılıçdaroğlu’nun bu tuzağı iyi görmesi gerekir. CHP’nin de bizim de teklifimiz var. Yarın AKP dokunulmazlıkları kaldırdı demeyecekler CHP kaldırdı, diyecekler. Hırsızlar, tecavüzcüler itibar sahibi olacak, biz linç edileceğiz.

'İFADE VERMEYE GİTMEYECEĞİZ'

Tek bir arkadaşımız kendi ayağıyla ifade vermeye gitmeyecek. Öyle kolay olmayacak, tereyağından kıl çeker gibi olmayacak. Bu grup ömrünün yarısını cezaevinde geçirdi, siz mezarlığın yanından geçerken korkudan türkü söyleyen tiplersiniz. Siz ısrarla 'hayır' diyecekseniz. Bizim de bu adıma karşı atacağımız bir adım vardır. Tüm seçenekler masada. Bizi buraya gönderenler insanlarımız korkmasın. Bize oy veren, destek sunmuş, herkes... Korkacak bir şey yok, paniğe gerek yok. Başımıza ne getirirlerse getirsinler barış yolundan, demokratik siyasetten vazgeçmeyeceğiz. Parlamento onların ama biz de seçeneksiz değiliz.

'ZULME DE BAŞKANLIĞA DA HAYIR'

Burada amaç terörle mücadele değil. Şiddeti tırmandıran AKP ve MHP’dir. Bizim yüzümüzden dağa çıkan yok. PKK’yi var eden, büyüten, dağa çıkaran siz ama sorumlusu biz. Bir cesur savcı çıksa şu çakma milliyetçi stajyere soruşturma açsa. 10 Ekim’deki Ankara’daki katliamdan haberleri olduğu ortaya çıktı. İstihbarat raporu ortaya çıktı. 10 Ekim’den sonra bu işler devletin bilgisi dışında olmaz dedim ama bana ‘vatan haini’ dediniz. Var mı cesur bir savcı bunlara soruşturma açacak. Biz bir mitingde konuşuyoruz, Ankara’ya gelmeden fezleke gelecek. Biz öyle tıpış tıpış gidip AKP’nin hukuk komisyonlarında yargılanmayız. Adaletin kestiği parmak acımaz derler, ama burada adalet yok ki. Yapılacak oylama HDP’nin dokunulmazlığının kaldırıp, kaldırılmayacağı oylama değil, başkanlığa ‘evet’ ya da ‘hayır’ oyudur. Bugün zulme de başkanlığa da hayır diyoruz.”

 

Bu haber 675 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Prof. Dr. Bedriye Poyraz, Dersim’deki tarikat örgütlenmesinde Munzur Üniver..