Alman uzman Seufert, Kürtlere karşı bu yönelişin, Türk ordusunun Suriye’nin kuzeyinde olası askeri girişimine karşı protestoları başlangıçtan itibaren engelleme çabası olabileceğini’ belirtti.
Focus Dergisi İsmail Özen ile ilgili yazısında, son yıllarda Alman-Türk ilişkilerinin hızla kötüleştiğini yazdı. Haberin içeriğinde şu ifadelere yer verildi:
Son zamanlarda Berlin ve Ankara arasındaki gerginlik biraz azalmış gibi görünse de, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtiçi ve yurtdışında kendisini eleştirenlere karşı aldığı sert tutum devam ediyor. Baskıların odaklandığı Kürtler şiddetli saldırılara maruz kalıyorlar.
Erdoğan’ın uzun kolu Almanya’ya kadar yetişiyor. Bunun etkilerini İsmail Özen de yaşıyor. 38 yaşındaki Kürt boksör Hamburg’da ikamet ediyor ve Otto varisi Janina Otto ile evli.
Özen, geçen yılın Ocak ayında Köln kentinde Türkiye’nin Afrin işgaline karşı düzenlenen büyük bir protesto gösterisine katıldı. Bu katılımı, Türkiye’de hakkında üç ayrı yakalama kararından birine sebep olmuş görünüyor. Die Welt’e konuşan boksör terör propagandası yapmakla suçlanıyor. Gazeteye “Sadece Türkiye’deki durumun iyileştirilmesine katkıda bulunmak istedim“ diyen Özen, “Kürtler ve Türk hükümeti arasındaki sorun ancak barışçıl bir şekilde çözülebilir. Ben bu barışı savunuyorum” diye konuştu.
Muhaliflere karşı ortak uygulama: Pasaporta el koyma
Şubat ayının başında Özen’in pasaportuna Hamburg’da bulunan Türk konsolosluğundaki bir işlem sırasında el konulmuştu. Sosyal medyadaki bir paylaşımında Özen, bu tür sorunları yaşayan tek Türk vatandaşı olmadığını yazdı. Özen, “Son zamanlarda Türk konsolosluklarında birçok pasaporta bu şekilde el konuldu. Alman kamuoyu bundan haberdar olmadı”değerlendirmesinde bulundu. Son zamanlarda pasaportlara el konulması yöntemi artık Türk hükümetinin yurtdışındaki kritik sesleri bastırma aracı olarak görünüyor.
Bilim ve Siyaset Vakfı’ndan Türkiye uzmanı Günter Seufert, bu uygulamanın darbe girişiminden bu yana kullanıldığını belirtiyor. “Bu, Erdoğan’ın rakiplerine işlerini mümkün olduğunca zor hale getirme stratejisinin bir parçası. Buna, delil getirilmeyen uzun, tutuklu yargılama süreçleri de dahildir” diyen Seufert, “Karşımızda genel olarak muhalifleri susturmayı amaçlayan bir ‘yasasızlık kültüründen’ bahsedebiliriz” tespitinde bulundu.
Muhalif seslerin arasında yer alan eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar da pasaportuna el konunanlar listesinde. Bunun yanı sıra Almanya’da birçok Türkiye vatandaşının kimlik belgelerine el konulduğu biliniyor.
Kürtlere baskı devam ediyor
Özellikle Kürtler, Erdoğan hükümetinin baskılarından etkileniyor. HDP’nin önde gelen politikacıları cezaevinde. Seufert, Mart ayının sonunda yapılacak yerel seçimlerin artan baskılara neden olabileceğini aktardı ve devamında şunları kaydetti: “Hükümet için bir ruh hali testi olarak kabul edilen seçimlerde Erdoğan, Kürtlere karşı sert bir çizgi ile bir sinyal vermeye ve ‘güçlü bir adam” olarak ortaya çıkıp rant sağlamaya çalışabilir.”
Öte yandan Seufert, ‘Kürtlere karşı bu yönelişin, Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgelerinde Türk ordusunun olası askerî girişimine karşı protestoları başlangıçtan itibaren engelleme çabası olabileceğini‘ de belirtti.
2016’daki darbe girişiminden sonra, Erdoğan rejimi on binlerce insanı tutukladı. Bunlar arasında gazeteci Deniz Yücel gibi birkaç Alman da vardı.
Seufert son dönemlerde bir rahatlamadan bahsetse de İsmail Özen gibi insanlar bunu çok hissedemiyor. Pasaportsuz olmak vatansızlık statüsünde olmak anlamında ve uluslararası sınırlar arasında seyahat etmeyi zorlaştırıyor.
Özen, Facebook’tan yaptığı paylaşımda, “Bu uygulamalar hem insan haklarına hem de Anayasa’ya aykırı” dedi. Bu uygulamaları Almanya’da yaşayan Erdoğan karşıtlarını korkutma girişimi olarak gören Özen, buna izin vermeyeceğini vurgulayarak, “Beni susturamayacaklar” sözlerini ekledi.
ARYEN HABER/FOCUS/WELT/mk