Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Laik Kemalist devletin Alevi oyunu, CHP’nin ne kadar laik, demokratik olduğunu göstermeyi amaçlardı. Tekçi, milliyetçi, inançlara tahammülsüz CHP çizgisi, derin devletin örgütlediği kesimleri Alevilere saldırtarak, İslami hassasiyeti önde kesimleri bastırmayı, Alevileri de bugün yaşadıkları hizaya getirmeyi esas alırdı. Geçmişte devlet inançlarını yasakladığı Alevileri öldürten saldırıları organize ettiğinde, CHP aslanlar gibi ortaya çıkıp laik cumhuriyeti koruma kükremesi ile bağırırdı. Türk ordusunun laikliğin güvencesi olduğunu dilendirip darbeciliğini aklamaya çalışır, solculuk adına tıpkı bugün ki gibi solu bastırma politikalarını yürütürdü. Gazi mahallesi olaylarında jandarmanın devreye konulması sırasında Kemalistlerin alkışları halen hatırlardadır. CHP Alevilere arka çıktığını iddia ederek Avrupa modernitesine laiklik üzerinden göz kırpıp siyasi çizgisinin iktidarını sağlama almaya çalışırken, pratikte Alevileri harcardı. Aleviler bu oyunun son perdesinde Kemalist laikliğin altı okuyla vurulup yere düştü; İnançlarını unuttu; Biz kimiz ve neye inanıyoruz çığlıyla bu oyundaki perde kapandı.
Kapitalist merkez, İran İslam devriminden sonra Türkiye’ye laiklik yerine ılımlı İslam çizgisini temsil etme görevi verdi. Ilımlı İslam kimliğini kullananlar, ABD’li ‘çocuklarca’ gerçekleşen 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle sahne almaya başladı.
Ilımlı İslam’ı siyasi iktidar yapmak için Türklerdeki anti modernist İslam çizgisini sistem içine çekmek gerekti. Bunun için bir yanda Gülen cemaati daha hızlı ve yaygın devlete yerleştirilirken diğer yandan da zamanla bu devlete taban olacak sürü kitle işi için AKP projesi hazırlandı. Yeni devlet Gülen-Erdoğan ittifakıyla iki binli yılların başında hazır hale getirildi. Böylece iki binden sonra Aleviler yeni bir oyunun içine çekilmeye başlandı. Gülencilerin Cami-Cemevi oyunu, Erdoğan’ın Ergenekoncularla birleşmesinden sonra Diyanet-Cemevi sahnesine taşınmış oldu.
Erdoğan’ın Alevilere diyanet yoluyla el atmasının iki asıl nedeni vardır. Birincisi stratejik olarak devletin Alevi oyununu oynamaktır. İkincisi içine girdiği siyasi ve ekonomik krizden kurtulmak için ihtiyaç duyduğu manevra alanı yaratmaktır. Aleviliği inkar edip Dersim’deki kutsal mekanları yakan birinin diyanet başkanını ‘cemevine’ selamlarıyla gönderme çelişkisi başka biçimde izah edilemez. Çünkü ‘cemevi’ ziyareti Erdoğan yalancılığını da aşacak kadar büyük bir çelişkidir.
Erdoğan’ın devlet oyununda çok tehlikeli gelişmelerin yaşanması büyük olasılıktır. Bu ziyaretin olası yeni provokasyonların üstünü örtme amacı taşıması da mümkündür. Unutmayalım ki Türk devleti her ciddi zorlanmada Alevilere ‘kurbanlık İsmail’ gözüyle bakmıştır. Devlet her zorlanmada Alevileri ‘Asma yaprağı’ işlevinde de ele almıştır. Erdoğan’ın Diyarbakır’daki konuşmasını diyanetin ‘Tunceli cemevi’ ziyaretiyle birlikte okuduğumuzda, faşist devletin değişmeyen kandırma ve hilelerinin yeni bir perde ile sahnelenmek istendiği sonucunu çıkarabiliriz. Dolayısıyla Alevilerin, diyanetin başının ‘cemevi’ ziyaretini, çok daha zor ve daha karanlık günlerin işaret fişeği olarak okumaları kendilerinin hayrına olacaktır.
Erdoğan ve adamlarının Alevilere gitme manevrası makyaj yapma amacı da taşımaktadır. Alevilere gitmekle din istismarcısı olmadıklarını, ne kadar kapsayıcı ve demokrat olduklarının havasını oluşturmaya çalışıyorlar. Alevilere en gerici cemaatin zihniyetine sahip bir adamı göndererek Erdoğan ve AKP faşizmine ‘kızıl’ boya çalmayı hedefliyorlar. Böyle bir oyunda Alevilik sadece senaryo malzemesi, makyaj boyasıdır. AKP’lilerin çekinmeden cemevlerine girmesi, Cem Vakfı’nın Diyanetle ortak eğittiği ‘dede adamların’ Erdoğan ve AKP’ye yanaşması, Cem Vakfı’nın Gülen Cemaatiyle ilişkilerinden ötürü Erdoğan’dan af dilemesi ve bundan böyle hizmetinizdeyiz mesajını vermesidir de. Bu tür ziyaretler yoluyla Erdoğan ve AKP ise ‘Hıdır paşalara’ “korkmayın arkanızdayız” mesajı vermek istemektedir.
Aleviler duyarlı olmaz ve üzerlerinde oynanan oyunları görüp boşa çıkarmazlarsa, Erdoğan ve adamları Cem Vakfı eliyle Alevileri ikiye bölebilirler. İzzetin Doğan ve Recep Erdoğan Alevileri bölüp parçalama karşılığında anlaşmak istiyorlar. Bu anlaşma gereği Osmanlı’dan bu yana Türk iktidarlarıyla ortaklık içindeki Bektaşi çizgiyi daha Şii bir renge boyayarak Aleviliğin yenilenmesi diyerek piyasaya sürecekler. Şayet bu Alevi inanç soykırımı hedefine ulaşırsa Alevilerden bir kesim, Şiiliğe benzer yeni bir şeye dönüşmüş olacak.
Osmanlı’nın Bektaşiliği desteklemesinin bir nedeni de Safevilerle çelişkisi ve savaşıydı. Bu da devletle iş tutan Bektaşi damarın İran’ın zorda olduğu bir dönemde yeniden devreye konulmak mı isteniyor sorusunu akla getirmektedir. Türk egemenleri ile Fars egemenleri arasındaki çatışmalar ve açık gizli çekişmeler gündem olduğunda Alevilere dönük ‘Osmanlı oyunlarının’ çok daha fazla devreye konulduğu bilinmektedir. Acaba Erdoğan ve AKP, DAİŞ’e kestirtemediği Alevileri İran ile ilişki ve çelişkilerine mi kurban etmek istiyor? Bu sorular da oynanan oyunun güncel siyasi gelişmelerle bağlantılı ele alındığında düşündürttükleridir.
Alevilik geçmişte de bugün de hiç bir iktidara örtü dahi olamayacak bir inançtır. Buna rağmen Cem Vakfı’nın dedeleri Erdoğan’a hizmet ederiz derlerse en büyük kötülüğü ve zararı kendilerine vereceklerini unutmasınlar. Bu dedeler, laikliği ağzından düşürmeyen Kemalistlerin Alevileri soktuğu hal ortadayken, din istismarcısı Erdoğan ile dokuz yaşındaki kızların evliliğini tartıştıran Diyanetin başındaki adamın temsil ettiği dinciliğin Alevilere Yezitlikten başka bir şey getiremeyeceğini bilmelidir.
Cihan Eren / Politika
