ELİF SONZAMANCI / PİRHA / LEVERKUSEN
Adı Tacım Yıldız. Herkes onu ‘Tacım Baba’ olarak tanıyor. Kendi deyimi ile o bir ‘aşık-ı sadık’, yani halk ozanı. “Eskiden saz çalıp, kendi deyişini söyleyenlere aşık-ı sadık derlerdi. Hakka bağlılık aşkı. Ama ne yazık ki şimdilerde kalmadı” diyor.
1957 yılında Elbistan’ın Toprakhisar köyünde doğan Tacım Baba’nın ataları 1894 yılında Malatya’nın Kürecik İlçesi, Harunuşağı Nahiyesi’nden göç etmiş.
Sazı aileden devraldı
Müziğin ilk ezgilerini aileden almış. 10 çocuklu bir ailede büyüyen Tacim Baba’nın babası, amcası ve abisi de saz çalıp, köy muhabbetleri, kına gecelerine sazlarıyla kalmışlar. Böyle bir ortamda büyüdüğünü söyleyen Tacım Baba, “Babam bana, ‘Seni ninniyle mi, sazla mı uyutayım’ derdi. Saz hevesim böyle başladı” diyor.
700’ü aşkın beste
Ekmeğini sazdan çıkaramayan Tacım Baba, geçimini sağlamak için birçok işle uğraşmak zorunda kalmış. Yeri gelmiş çoban olmuş, yeri gelmiş traktör sürmüş, çiftçilik yapmış. 1984 yılında ise Türkiye Kömür İşletmeleri’nde çalışmış. Ardından Almanya’ya işçi olarak gelmiş. O dönemden bugüne sazından ayrı kalmayıp 700’ü aşkın beste yapıyor.
Çalıştığı dönemde zaman bulamadığı için beste yazamadığından yakınan Tacım Baba, “2004’te emekli olunca daha çok yazmaya başladım. Yüzlerce eserim var” diyor.
Doğaya, toprağına aşık bir aşık-ı sadık. Çamur, yağmur demeden her sabah yüzünü güneşe dönüp tabiata bin dualar ediyor. Sazı elinde, bulduğu yere çöküp, ezgilerini seslendiriyor.