Birçok merkezde hazırlıkları yapılan Newroz, Dersim’de bu yıl 21 Mart’ta kutlanacak. Harıl harıl kutlama hazırlıklarının sürdüğü kentte ilk Newroz ateşi, 1976 yılında kentin dört bir yanında yer alan Dündül, Gazik, Esen ve Mazgirt’e bakan Körkez tepelerinde gecenin bir saatinde 3 kibrit çöpüyle yakıldı. Bir grup arkadaşıyla birlikte o dönem büyük bir etki yaratan Newroz ateşini yakanlardan biri olan Doğan Çelik, yaşadığı Avrupa’dan Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
Yakılan o ilk Newroz ateşinin anlamı ve halkta yarattığı etkiyi aktaran Çelik, “Dersim dört dağ içinde derler ya, o dağların en ücra tepesinde Newroz ateşimizi yaktık. Her yakılan ateş, Dersim’de görülüyordu” dedi.
AYNI ANDA ALEVLER YÜKSELDİ
Dört tepede yakılan Newroz ateşleri için öncesinde gruplar oluşturduklarını belirten Çelik, o günü “Dağın tepelerine bir gün önce araba lastiklerini çıkardık. Çalı çırpı odun topladık. 21 Mart Newroz günü de saatler 22.00’yi gösterince ateşimizi yaktık. Ateşi gürleştirdik. Ne kadar sesimiz merkezden duyuldu bilemedik o an ama ‘Bijî Newroz, Kahrolsun Sömürgecilik’ diye slogan attıktan sonra bölgelerden ayrıldık. Merkeze indiğimizde herkes duymuş, görmüştü ateşin yandığını” sözleriyle paylaştı.
KULAKTAN KULAĞA YAYILDI
Bu olayın ertesi gün bütün kentte büyük bir merak uyandırıp, konuşulduğunu belirten Çelik, şunları söyledi: “Kulaktan kulağa yayılmıştı. Heyecan büyüktü. Özellikle gençlik içerisinde bayağı coşkuyla karşılanmıştı. ‘Kimler yakmış? Niye yakmışlar? Nerden gelmişler?’ gibi sorular soruluyordu. Newroz ateşini yakanların ise sanki orduları yenmiş zafer kazanmış gibi heyecan sarmıştı bedenlerini… Çünkü adı yasak, kendi yasak bir ülkede Kürt, Kürdistan kelimesini konuşmak, tartışmak öyle herkesin haddi değildi.”
‘DEVLET ŞOK YAŞAMIŞTI’
Kutlanan o Newroz’un halkı daha da güçlendirdiğini dile getiren Çelik, “Heyecanımız kalıbına sığmayan bir dağ gibiydi. Hele ateşin dağların eteğinde yakılması, cesaretimizin en güçlü olduğu andı diyebilirim. Newroz ateşini devlet hiç ama hiç beklemiyordu. Denilebilir ki devlet şok yaşamıştı. O gün ne polis, ne de asker hiçbir şey yapamamıştı” dedi.
Çelik, yakılan ateşin amacı ise, müthiş bir asimilasyon yaşamış, kimliğinden, geleneğinden uzaklaştırılmış, ölü toprağı serpilmiş bir halkı uyandırmak olarak ifade etti.
Yakılan o ateşin yarattığı etkinin bugün hala sürdüğünü kaydeden Çelik, Türkiye halkların özgür yaşayabileceği bir ülkeye dönüşünceye kadar da bu etkinin süreceğini vurguladı.
‘UMUT, DİRENİŞLE YAŞAM BULUR, ANLAM TAŞIR’
Çelik, bölgede yakılan her Newroz ateşinin ülkenin sınırlarını aşıp, Ortadoğu ve dünyada ezilen tüm halkların isyan ifadesi haline dönüştüğünü de söyledi. Çelik, bunu şu sözlerle açıkladı: “Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Faşizm korkuyu, zulmü her alana yaymış bir dönemi yaşıyoruz. Başta Kürdistan, Türkiye halkları olmak üzere bir doğuma hazır olmanın sancılarını yaşayacak günler yakındır. Dağ ve şehirler, bu yıl da isyan ateşini harlayacak. Umudunu ve isyanını bu Newroz’da gösterecek. İradeye sahip olan bir halk, mutlaka kazanacaktır. Umut direnişle yaşam bulur, anlam taşır.”
‘HER TARAF NEWROZ, HER TARAF İSYAN OLMALI’
Dersim’in asi duruşunu bu Newroz’da da göstereceğine inandığını dile getiren Çelik, “Dağlar, ovalar üç kibrit çöpünün nelere kadir olduğunu iyi bilir. Bu Newroz bize başarıdan başka bir yol yok diyor. Dersim’e yakışır bir şekilde her taraf Newroz, her taraf isyan olmalı. Bu 21 Mart, Newrozun başarı yılı olması ‘Halklar kazanacak faşizm kaybedecek´ şiarıyla yapılması, mücadele geleneğimizin başarıyla noktalamanın isyan ruhunu taşıyor. Dersim acılarını hiç unutmamalı. Bizler düşmanın karşısında diz çökmeyen Seyit Rıza’ların, Bese’lerin evlatları, Çağdaş Kawa, ve Sakine’lerin yoldaşlarıyız. Dersimlilere dağları kadar dik ve onurlu bir duruş yakışır” diye konuştu.
MA / Semra Turan