Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘Vurup oturtan’ların Deniz Naki saldırısı

‘Vurup oturtan’ların Deniz Naki saldırısı

09 Ocak 2018, 19:00

Dün gece yarısı da, Almanya’da bir Kürt genci olan Deniz Naki’ye tuzak kurdular. Deniz gencecik bir Kürttür. Almanya’da futbol okulundan mezun, ulusal gençlik takımı oyuncusuydu. Sonra TC’ye gitti. Kürt kimliğini inkar etmediği için, saldırıya uğradı.

Kürtler, Recep Erdoğan’ın ruhunda açılmış bir yaradır. Yarada kurtçuklar bıcıldıyor, ruhunu kemirerek acı veriyor, yarayı giderek derinleştirerek onu ne dediğini bilemez hallere, kılık ve kisvelere sokuyordu.

Mesela geçenlerde, “bademgiller" sosyetesinin süslü, gözleri sürmeli kadınlarını sarayında toplamış, şevk û zevk içinde onlara seslenirken, aniden Kürtler aklına düşmüş, zaten bozuk olan konuşma insicamı temelinden bozulup başka yanlara savrulmuş, yer yokken “ne duruyorsunuz, doğurun" diye bağırmıştı.

Kadınlardan kimileri “edepsiz, şimdi yeri mi?" diye düşündü mü bilemiyorum, ama hızını kesmiyor, doğurma şevkini kızıştırmak istercesine, Kürtleri örnek gösteriyor ve onları düşman kadınlarıyla rekabete kaldırıyor, “teröristlerin kadınları, 10, 15 çocuk doğuruyor" diyordu.

Gittiği Afrika’da bile, horoza özenip ötmeye kalkışan tiz sesli tavuğun vakitsiz, yersiz “u ürrrrü“ diye feryat etmesi gibi tepinircesine, “PYD, YPG, PKK" diye haykırıyordu.

PKK her neyse, onun ne olduğunu herkes biliyordu, ama Kürtlerin yeni isim kısaltması olan PYD ve YPG’yi yeni duyanlar, “bunlar hangi devletler?" diye birbirine bakıyor, bilenler bilmeyenlere izahata girişiyordu.

Dönüşte, Fransa televizyonuna konuşurken, her cümlesine Kürtlerle başlayıp onlarlarla bitirmemesi için, süflörlük görevini üstlenen danışmanları karşısına diktikleri tahtaya ne diyeceklerini yazıyor, o da okuyordu.

 Geçen hafta, -kiminle savaşı kuruyorsa- bir kaç savunma füzesi ek olarak, yolcu uçağı ve Kürtleri bitirme niyetiyle hayvancılığı bitirmesi yüzünden, aç kalan kendi halkı için et satın alma pazarlığı için Fransa’daydı.

O, “PKK ve PYD, YPG" derken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, karşıdan dinazor incler gibi baklıyordu. Ufarak boyu-bosu  gücüne göre diye, her an tekme, tokat girişeceğinden çekindiği için bilinmez, bakışları korkuluydu.

Geçmişte, içerde her ne yaptıysa açıklanmadı, ama Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, içerden öfkeden yüzü kızarık ve “insan biraz nezaket bilir" diye söylene söylene çıkmıştı. Sarkozy’de Ankara’da, Melih Gökçek’in gevişlenen deve gibi sakız çiğnemesiyle karşılanmış ve gönderilmişti.

Ancak Fransa, sömürge imparatorluğunun bir merkeziydi. Bu tipleri pohpohlayıp yücelterek, avuç içine almayı çok iyi biliyorlardı. Nitekim, bunu da “uslandırma" için, dalkavukça davrandılar. Ayaklarının altına kırmızı halılar sererek karşıladılar. Et, füze ve uçak satışından sonra da “anca gidersin" dercesine, yoluna halı serdiler.

Öte yandan, sömürge imparatorluğu ve ona yakıştırılan “özgürlükler ülkesi" payesi büyük bir zıtlaşma ama, yine de Fransa göreceli olarak “özgürlükler" ülkesiydi.

Özgürlükler penceresinden bakanlar, Cumhurbaşkanı Macron’ın Recep Erdoğan’a, “neler oluyor, sizin oralardaki bu hava ne?" sorusunu soracağını umuyorlardı.

Kürdistan, bölge bölge ambargo altında, kedisi, kuzusu ve bütün insanıyla evde, ahırda, gomlarda aç, sussuz mahpustu. Ötede Kürdistan’ın karlı dağları, bombalarla yarılıyor, canlar alınıyordu. İpsiz Recep’in izinden hırsız ve soyguncular, devlet kolluk gücü kisvesinde genç kızların çeyiz bohçalarını, gelinlerin mahkemi olan sandıklarını karıştırarak, içinde saklanmış düşman Kürtleri arıyor, el çocukluğu ile cepleri, koyunlarını dolduruyorlardı.

 (Bu sabah Bitlis’ten, Şırnak’dan Nuh Peygamberin mekanı Cudi Dağı ile bileşenleri bölgesinden haber geldi. Tükleri, düşman Kürtleri zahmetsizce öldürmek için, kurdu, kuşu, insanıyla tekmil canlıları bulunduğu yerde, kıpırtısız durmaya mahkum etmişti. Koyunlar, danaların suya inmesi, ota erişmesi de yasaktı.)

Hırsızlık, soygun ve talan da, ırkçı kinini emzirme yoluydu. Seferden dönenler, çocuklarını kucaklarken, çaldıklarını armağan olarak sunuyorlardı. Bu an, onların insanileşme halleriydi. Ama ellerinde bebek kanının kızıllığı…

Her neyse et, uçak ve füze satışı söz konusu ise eğer, “insanlığın lüzumu yok"tu. Ama Suriye’yi harabeye çeviren, insan kesen, köle pazarları kuran, tecavüzcülüğü de dindarlık sayan “tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan"cıların, Türk devletinin beslemeleri olduğu dünyanın dilindeydi. Onlar, Fransa’da da katliam yaptılar.

İnsan, Recep Erdoğan’ı bulmuşken, “bu İpsiz Recep halleri, ne iştir?“ diye sormaz mı? Hayır, sanmıyorum. Kapıların ardında para, ticaret konuşulurken, Sakine Cansız ve iki arkadaşının katli olayının gündeme geldiğini de beklemiyorum. “Katilleri neden ülkeme saldın?" sorusu, ticaretin ruhuna aykırıydı.

Ve Erdoğan, dönüş yolunda, bir kez daha öteki Rizeli İpsiz Recep ağzıyla, yiğitleniyor, kendince “kafasının ayrılmaz takıntısı" olan Kürtlerin kaderini çiziyor, “biz vurduk mu oturturuz" tehditleri savuruyordu.

Dün gece yarısı da, Almanya’da bir Kürt genci olan Deniz Naki’ye tuzak kurdular.

Deniz gencecik bir Kürttür. Almanya’da futbol okulundan mezun, ulusal gençlik takımı oyuncusuydu. Sonra TC’ye gitti. Kürt kimliğini inkar etmediği için, saldırıya uğradı.

Türk toplumu İpsiz Receplerin zehirlemesiyle, ırkçılıktan hastaydı. Onu dışladılar. Bunun üzerine Amedspor’a geçti. Gencecik bir çocuk olan Deniz, ırkçı köpürmenin hedefiydi. Futbol federasyonu tarafından bir yıl maçlara çıkmama cezasına çarptırıldı. Amedspor, hemen hemen gittiği her Türk ilinde saldıralara uğradı. Rakip takıma verdikleri çiçekleri bile kabul etmediler. Mahkeme Deniz’i “özgürlük“ diye bağırmaktan mahkum etti.

Geldiği Almanya’da, gece Achen’dan Köln‘e giderken yolda silahlı saldırıya uğradı. Yara almadan kurtuldu.

HDP milletvekili Garo Paylan, Türk istihbaratının Almanya’ya suikast için, katil adayı timler gönderdiğini, bir süre önce açıklamıştı. Bu yüzden, ırkçı nefretin odağındaki Kürtlerden bir olan Deniz Naki’ye saldırı, katillerin randevu yerinde buluşmasıydı.

Ahmet Kahraman / Politika

Bu haber 619 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..