Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘OHAL ve KHK zulmüne en fazla karşı koyması gerekenler Aleviler’

‘OHAL ve KHK zulmüne en fazla karşı koyması gerekenler Aleviler’

07 Ocak 2018, 09:17

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Adana Şubesi Eşbaşkanı Zeynel Kete, yıllardır gizli bir OHAL rejimi ile yönetilen Alevilerin, OHAL ve KHK zulmüne en fazla karşı koyması gereken toplumsal kesimi temsil ettiğini belirtti.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Adana Şubesi Eşbaşkanı Zeynel Kete, 15 Temmuz darbe girişimi ardından AKP Hükümeti tarafından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ve bu kapsamda çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) Alevilerin penceresinden değerlendirdi. 
 
Türkiye'nin 20 Temmuz 2016'dan beri OHAL rejimi ile yönetildiğini hatırlatan Kete, ancak söz konusu ulus devlet anlayışının tekçi zihniyetine karşı olan 'ötekiler' olunca OHAL rejiminin aslında daima var olduğu vurguladı.
 
'YILLARDIR OHAL VE KHK İLE YÖNETİLİYORUZ'
 
"Farklı etnik yapılar ve inançlar devamlı devletin ideolojik ve zor aygıtlarının baskısıyla yatıp kalktılar" diyen Kete, Alevilerin sürekli olarak gizli bir OHAL rejimi ile yönetildiğini söyledi. Alevilerin kutsal mekanlarının, coğrafyalarının, yol ulularının, yaşam tarzlarının, yol ve erkanlarının devamlı baskı altında olduğunu ifade eden Kete, "Cumhuriyet kurulduğunda adı hoş gelmişti. Osmanlı'dan görülen zulmün biteceğini inandırılmıştı. Aleviler destek vermişti. Ama hakikat umdukları gibi olmadı. 1924 Anayasası ile ulus devlet anlayışı kendi devlet dinini, mezhebini, makul vatandaşını tanımlamıştı. Etnik olarak Türkler, mezhep olarak Sünnilik. Sünnilik böylece iktidara bulaştırırlar. Hanefiyyu ve İmam el Mâtürîdî ekolü. Yani bizler yıllardır adeta OHAL veya KHK ile yönetiliyoruz" diye konuştu.
 
‘YÖNETEMEME KRİZİ VAR’ 
 
Kete, AKP'nin yeni KHK'ler ile halklar ve inançlar arasında karşıtlıklar yaratarak, toplumu krize sürüklemek istediğini de ifade etti.
 
"İslami radikalizm, milliyetçilik, ulus devlet anlayışı karşıtlıklar olmadan kendisini var edemez. Karşıtlık, ekmek ve su kadar gereklidir” diyen Kete, devamında ise şunları dile getirdi: “Sürekli düşman üreterek aslında yönetememe krizini devamlı gizli tutmaya çalışır. Sürekli bir neden vardır. Yeni KHK ile de, ileriki süreçte toplumsal muhalefeti etkisiz hale getirmek amaçlamaktadır. Oluşacak toplum kırım siyasetinin, bir grup 'meczup'a ihale edilerek kendilerini aklayacaklar. Ayrıca komşunun komşusunu öldürmesi, haklı gerekçeye büründürülecek. Yapılan katliama 'cezasızlık' zırhı verilerek, adeta insan öldürme, en demokratik hak arama mücadelesinin kanla bastırılması ödüllendirilecektir. Yok etme üzerine kurulu bir ödüllendirme." 
 
'KHK ÖRGÜTSEL MUHALEFETE ÇIKARILDI'
 
Yaşam tarzı olarak ahlaki ve politik bir inanca sahip olan Alevilerin ise, iktidara bulaşmayan, devlete rağmen yaşamını devam ettiren, kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik bir hakikatleri olduğunu vurgulayan Kete, binlerce yıldır devlete rağmen yaşamlarını sürdüren Alevilerin, bu zulme en fazla karşı koyması gereken toplumsal kesimi temsil ettiğini kaydetti.
 
Kete, “Bir kültür bir yerde binlerce yıl yerleşmiş ve sorunları çözmüşse, sonradan dayatılan bir tarz kolay kolay kabul edilemez. Doğaldır ki krizin derinleştiği bu anlarda en büyük toplumsal muhalefet Alevi ve Kürt kesimlerinde olacak. İktidar partisi bunu çok iyi biliyor. Bundan dolayı KHK en fazla ileride toplumsal muhalefeti örgütleyen kesime yönelik çıkarıldı. KHK'ler Alevi ve Kürtlere çıkarılıyor" diye belirtti.
 
‘CEZASIZLIK HUKUKU SÜRDÜRÜLÜYOR’
 
İktidarın onlarca yıldır yapılan katliamlara rağmen, cezasızlık hukukunu sürdürdüğünü ifade eden Kete, son KHK ile bu cezasızlık getiriline militarist grupların böylece yasal güvenceye alındığını ifade etti. Kete, "Türkiye toplumu hep yukarıdan yönetildi. 'Bu ülkeye komünizm lazımsa, devlet getirir' denilmiştir. Halkın söz, karar ve yetki gücü yoktur. Bu gücü kendisinden bulacak, karar ve yetkiyi toplumsallaştıracak kesimlere yönelik bir çökertme hedefleniyor. Bu neden zaman, durmanın zamanı değil. En demokratik haklarımızın takipçisi olmak zorundayız” ifadelerini kullandı. 
 
Mevcut politikalardan rahatsız olan, sürecin hem tanığı, sanığı ve mahkumu olanların ise bir araya gelme ihtimalinin her zamankinden daha fazla olduğu belirterek, ortak mücadele etmenin önemi üzerinde duran Kete, “Tüm mazlum ve mağdurları bir araya getiren yanları; ayrıştıran yanlarından fazla. Bu nedenle demokratik hak arama mücadelesi ortaklaştırılarak sürdürülmelidir" dedi.
MA
Bu haber 630 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), 4. Olağan Genel Merkez Kongresi’ni Dersi..