Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Olağanüstü Hâl (OHAL) kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) toplumun tepkisine neden olurken, son yayımlanan 695 ve 696 sayılı KHK'ler bu tepkileri bir üst seviyeye çıkardı. Özellikle kamuoyunun gündemindeki 696 sayılı KHK'yi Avukat Erdal Doğan, değerlendirdi.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 15. maddesine atıfta bulunan Doğan, bugüne kadar çıkarılan yaklaşık 30 KHK'nin temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunduğunu belirterek, "Temel hak ve özgürlüklerin özü kaldırılmış durumda. Öncelikle amacından öteye gitti ve OHAL rejimi oldu. Anayasa'yı ihlal etti. AİHM kıstaslarını aşmış durumda. Amacı dışında ilan edilmiş bir OHAL haline döndü. Aynı zamanda amacı dışına çıkarılan KHK'ler geldi" dedi.
Ceza yargılama sistemi değişti
KHK'lerle Anayasa'da olmayan hükümlerin Anayasa hükmü haline getirildiğini kaydeden Doğan, "Türkiye'de en önemli husus, özellikle bir sistemi belirleyecek husus ceza kanunlarıdır. Siz bir ülkenin ceza kanunlarına, ceza yargılama sistemlerine bakarak o ülkenin ne kadar demokratik, şeffaf aynı zaman hesap verilebilir ve adil bir sistemi olduğunu anlayabilirsiniz. KHK ile ceza yargılama hukuk sistemi değiştirildi. Son çıkan KHK’ler, son derece görünür olduğu için bu kadar göze battı" diye konuştu.
Hükümeti de aşabilir
Son KHK'nin insanlarda kaygı oluşturduğunun altını çizen Doğan, bu kaygının kendisinde de oluştuğunu söyledi. Doğan, cezasızlık içeren düzenlemenin insanlarda kaygı oluşturacağı gibi, önümüzdeki süreçlerde hükümeti de tehlikeye sokacağını ve bu KHK'den yararlanacak grupların önüne geçemeyeceğini dile getirdi. Doğan, "Suç örgütü yapılanmalara, 'hükümetin yanındayız, darbecilerin karşısındayız' deyip suçlarını örtme konusunda bir zemin de hazırlayabilir. Bunu hükümet de kontrol edemez. Bir noktadan sonra hükümet kontrol edemez bir tehlikeyle karşı karşıya kalır. Hem toplum bir tehlike içerisinde hem hükümet kontrol edilemez bir noktaya geleceğinin farkında mı bilmiyorum?" diye sordu
Doğan, mahkemelerin yapılan itiraz ve temyiz başvurularına gerekçe belirtmesi gereksiniminin de KHK ile kaldırıldığını söyledi.
Temel hukuk sisteminin rafa kaldırıldığını vurgulayan Doğan, şöyle dedi: "Hukuk hükümetleri denetler. İktidarlar, yetkililer kanunları uygulamakla, yetki ile sınırlıdır. Yetkisini aşan kişi yetkisini aşmaktan dolayı ceza sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Bunu sınırlandıran tek şey hukuktur. Kimseye bu konuda imtiyaz verilmez. bir araç haline dönüştürürseniz bu toplumdaki tüm güvenceleri de ortadan kaldırmış olursunuz."
AYP artık bir aparat
Anayasa Mahkemesi'nin KHK'ler karşısındaki tavrına değinen Doğan, Anayasa Mahkemesi'nin hükümetin siyasal bir aparatı haline dönüştüğünü söyledi. AYM'nin kendisini meşru olmaktan çıkardığını vurgulayan Doğan, "Anayasal hükümleri denetleyemeyen, kendini yok sayan, inkar eden bir yargı kurumuna dönüşmüş durumda. Anayasa Mahkemesi'nin bu tavrı alt mahkemeleri de etkiliyor. Verdiği kararlar, etkili bir başvuru makamı olmadığını ortaya koymuştur" dedi. (Politika)
