Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Duygusal anların yaşandığı toplantıda Erdoğan Yalgın; hazırladığı sinevizyon gösterimi üzerinden Kürdistan tarihinde Dersim coğrafyası, etnik yapısı, dili, inancı ve kültürel dokusu hakkında kısa bilgiler aktardı. ”1937-38 Dersim Soykırımına gelene dek Osmanlı ve Cumhurriyet tarihinde Dersim’e, yüzden fazla askeri seferlerin yapıldığını hatırlatan” Yalgın; “Sözkonusu tartıştığımız, üzerinde konuştuğumuz bu gerçeklik; bir “katliam” değil, planlı bir şekilde aşamalı olarak ortaya konmuş 21. Yüzyılın en kanlı bir “soykırım”ı olduğunu bilmemiz gerekmektedir” dedi. Yalgın; Bu soykırımın aslında “üç saçayağı” olduğunu bellirterek, şöyle konuştu:
“Bunlardan birincisi Dersim’in etnik yapısıdır. Ki bu etnik boyut; Kürtlüktür. Yani Dersimlilerin, mecliste Dersim kanununun çıkarıldığı 1935 yılına kadar Türklük potası içinde eritilmedikleri, Türkleşmedikleri, ana dillerini, ana yurtlarını terketmedikleri dolayısıyla etno-inançsal-kültürel yapılarını korudukları için böylesine zalimce bir soykırım tasarlandı ve uygulandı. Yani burada yapılan, her yönüyle açığa çıkarılmış etnik bir soykırım sökonusudur.
Bu soykırımın ikinci boyutu ise İnançsal boyutdur. Yani Dersimde asırlardan beri yerleşik yaşayan Kürt aşiretlerinin kendilerine özgü-özerk kutsal Ocak yapılanmalarıyla Réya/Raa Heqi itikatına bağlı oldukları gerçekliğidir. Yani Müslümanlığı kabul etmemiş Kürtlerin; özellikle Kuzey Mezopotamya’da, İslamiyetten de önce kendi aralarında yaşattıkları en eski inançları olan Aryenik Ezdân/ Yarésan inancının antik köklerinin kurutulması hedeflenmiştir.
Bunun sonucunda; üçüncü boyutu ise Soykırımdan arta kalanlar üzerinde “Etnik ve Dinsel şekillenme” ile Türk-İslam Sentezinin sistematik bir şekilde uygulanması öngörülmüştür. Bu süreç; 1990’lı yılların başından itibaren inançsal bazda tüm Aleviler için düzenli ve programlı bir şekilde sahneye konmuş ve günümüzde de halen devam etmektedir.”
Erdoğan Yalgın; Seyyid Rıza ve arkadaşları; önlerinde saygı ile eğilmeyi, ilalebet yaşatılmayı hak etmiş saygın Kürt önderleri, Yol Evlatları olduklarını bellirteterek, şunları dile getirdi:
“Seyyit Rıza ve arkadaşlarının her biri saygıyla yadedilmeyi haketmiş birer şahsiyettirler. Bugün Dünyanın dört biryanına dağılmış bütün Kürtler, tek bir yürek olmuş, Seyyid Rıza’yı tanıyor ve onu saygıyla anıyorlar. Dolayısıyla Seyyid Rıza ve arkadaşları bütün onurlu Kürtlerin, tek ortak bileşeni olmuş şahsiyetler olarak karşımızda durmaktadırlar. Seyyid Rıza’nın kaybolan “kık lirası ve saati” artık onurlu ve hakikatten yana olmuş bütün Kürtlerin, arayıp da sahip olmaları gereken tek yadigardır. Barıştan, demokrasiden, sevgiden ve hakikatten yana olan insanların, zulmat dünyasında değil, Hak deryasında gerçek nuru aramalarının zamanıdır.”
Daha sonra kitaplarını da imzalayan Yalgın; dinleyicilerden çok okumalarını, araştırmalarını ve tufanların yaşandığı kutsal topraklarının tarihleriyle kuçaklaşmalarını istedi.
