Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / MUNZUR FESTİVALİ HALKINDIR

MUNZUR FESTİVALİ HALKINDIR

29 Temmuz 2017, 08:24

"Pirimiz, önderimiz Seyid Rıza, ‘’Ben senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim, bu bana dert oldu, ben de senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun’’ diyerek, zalimlere baş eğilmeyeceğini tarihin ve zamanın önünde söylemişti."

Bu onurlu duruşa zaman tanıklık etmiş ama tarih görmekte gecikmişti. Ama hakikatin güneşini, zamanın ve tarihin hiç bir bulutu gölgeleyemedi ve bu sözler o masum u pakların mücadelesini yarınlara taşıyan birer direniş cümlesi olarak kazındı siyasetin duvarlarına. Seyid Rıza’ın bu onurlu duruşuna karşın zalimler, oğlu Hüseyin’i gözleri önünde asmıştı. Bunu da mazlumların tarihine not olarak düştüğümüz bilinsin...
Bir Kızılderili bilge ‘’Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık’’ demişti. Bizler de doğayı ödünç almanın ahlakıyla yaşayan, bu yaşayışını bilince çıkaran bir toplumun bireyleri olarak, geçmişten geleceğe bu kültürel mirası onurla taşımak isteğindeyiz.
1938 yılında Dersim’de soykırım uygulayan zalimler, kanlı ellerini hiç yıkamamış, coğrafyamızda savaş naraları atarak at koşturmuşlardı. Bu zalimane siyaset, 12 Eylül 1980’den sonra da devam etmişti.
Dersim’e zulmü reva görenler 1994 yılında da bu vahşi politikalarını, köy ve orman yakma ile başlatıp, gıda ambargosu ve sürgünle doruğa çıkarmışlardı. Bugün olduğu gibi Dersim, olağanüstü hal ve kararnameler ile abluka altına alınmıştı. İnsanlarımız yurtlarını terke zorlanıyordu.
1994 yılında, köylerin yakılıp boşaltılması sonucu yaklaşık 45.000 insanımız ana/ata topraklarını bir kez daha terk etmek zorunda kalmıştı.
1999 yılında 1. Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne yukarıdaki anlayış çerçevesinde start vermiş ve halkımıza reva görülen zalimane politikaları, Munzur Festivali’yle kadük kılmıştık. O yıllarda diasporadan, sılaya doğru başlayan duyarlılık ve Dersim’in baş eğmeyen duruşu sonucu, OHAL’in antidemokratik uygulamaları işlevsiz hale gelmişti.
Şimdi benzer bir süreçle karşı karşıyayız. Dersim’de ve genel olarak bölgenin tamamında yine köyler boşaltılmak isteniyor. Yaylacılık engelleniyor, güvenli bölge adı altında yaşam alanları insanlara yasaklanıyor. Şu an ilimizde 31 bölge ‘Yasak Bölge’ kapsamına alınmış olup, insanlarımızın bağına, bahçesine dahi gitmesine izin verilmiyor.
Oylarımızla seçilen belediye başkanları ceza evlerinde, belediyelerimiz merkezi hükümet tarafından veya valilikçe atanan kayyumlar tarafından yönetiliyor. Halkın iradesine el koyanlar, bununla da kalmayıp, halkımızın kültürel ve sosyal değerlerini asimile etmek için çalışmaktadırlar. Dersim Belediyesi’ne el koyan kayyum, bizlerin büyük emekler vererek bugünlere taşıdığı Munzur Kültür ve Doğa Festivali’ne de el koymuş durumdadır. Halkımızın kültürel yapısına ve inanç değerlerine karşı politika üretenlerin bu ilhakçı pratiklerini kabul etmeyeceğiz elbet.
Şimdi yine yüzümüzü, sesimizi ve kalbimizi Dersim’e dönme zamanlarındayız. ‘‘Dersim’e sefer olur ama zafer olmaz’’ diyenlerin sesini, ardıllarına da duyuracağımız bilinsin istiyoruz.
Dersim tüm Anadolu Alevilerinin şah damarıdır. Şah damarımıza saldırı var. Yavuz Sultan Selim’in mirasını sahiplenenlerin olduğu günümüzde, bizler de Pir Sultan’ın direnişçi mirasını bayraklaştırmaktan imtina etmemeli.
Dersim dardadır, Munzur dardadır yine. Çoban Munzur’un ak sütü gibi helalimiz olan suyumuzu, kendi sesinde, kendi topraklarında boğmak istiyorlar. Haramiler yollarımızı tutmuş yine. Yolumuzu, yolağımızı baraj, HES ve madenlerle tutanlara, sazımızla, sözümüzle karşı duracağız.
Toprağımızın, suyumuzun, ormanımızın, ormanda yaşayan tüm canlı varlıklarımızın, ziyaretlerimizin bize çağrısı var. Gelin o kutsal sese kulak verelim.
Gelin Munzur’un sesine, çığlığına kulak verelim, gelin kavimler kapısının anahtarını kıymet bilmez yaban ellerin emanetine bırakmayalım.
Gelin el konulan festivalimize sahip çıkalım. Kayyumlarım festivallerine karşı kendi öz değerlerimizle hazırlanan festivallerimizi, tarihi bir buluşmaya vesile kılalım.
Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya cenneti olarak coğrafyamızı miras bırakmak için, haramilerin saltanatına karşı tek, ses, tek yürek değil, çok ses, çok yürek olalım...

Nesimi ADAY / Dersim Gazetesi

Bu haber 649 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..