5 kahvehanenin taranmasıyla başlayan ve 22 insanın yaşamını yitirdiği, yüzlerce insanın yaralandığı Gazi Katliamı’nın bugün 22’nci yıldönümü. 12 Mart 1995 yılında gerçekleşen katliamın ardından açılan davalarda katliamı gerçekleştiren polis-kontrgerilla güçleri aklanırken, Gazi Katliamı da Dersim, Zilan, Koçgiri, Sivas ve Roboski katliamları gibi Türkiye tarihine “kara leke” olarak geçti. Olay sonrası açılan davada sanık koltuğuna oturtulan 20 polisten sadece 2 polis ceza aldı. Cezaları ertelenen polisler, tekrardan polisliğe devam etti. 12 Mart 1995’ten bu yana ise Gazi halkı üzerindeki baskı ilk günkü gibi devam ediyor.
Katliamda, 17 yaşındaki oğlu Sezgin Engin’i kaybeden baba Mahmut Engin, o güne dair tanıklıklarını şu sözler ile anlattı: “Televizyonda, Alevi dedenin öldürüldüğüne dair alt yazı geçti. Bunu duyan herkes olay yerine akın etti. Buraya toplanan kitle, dedenin öldürülmesine ilişkin protestolar yaptı ve dağıldı. İnsanların dağıldığı sırada polis panzerinden halk tarandı. Burada Mehmet Gündüz polis kurşunuyla öldürüldü ve olaylar bundan sonra başladı.”
5 kişi öldürüldü
Diğer günün sabahında polisleri protesto etmek amacıyla halkın karakola yürüyüş gerçekleştirdiğini söyleyen Engin, kitlenin karakola yaklaşması üzerine polisin kitleye ateş açması sonucu oğlu Engin ile birlikte 5 kişinin öldürüldüğünü belirtti. Kasığına isabet eden 3 mermi çekirdeği sonucu oğlunun kan kaybından yaşamını yitirdiğini dile getiren Engin, “Çocuğumun vücudundan çıkan iki mermi Adli Tıp Kurumu’nda kayboldu” sözlerini kullandı. Devletin gözünde “terörist” olarak görüldüklerini vurgulayan Engin, halkların üzerinde uygulanan devlet baskılarına dikkat çekti. Oğlunun vurulduğu yerden 22 yıldır geçmediğini ve o yöne bakmadığını belirten Engin, “Ben o yerden geçmem. Bakmam bile o tarafa” diye konuştu.
Baskı sürüyor
Olayların yaşandığı dönemde muhtar olan ve hala muhtarlık görevini yürüten Gazi Mahallesi Muhtarı Nevzat Altun da, mahallede ağırlıklı olarak Kürt, Alevi, sosyalist, demokrat, yurtsever ve solcu insanların yaşadığını dile getirdi. Altun, “Devletin baskısı bu mahallede 1980’den beri var. Devletin mahalleliler üzerindeki baskısı hala devam ediyor. OHAL uygulamaları acımasız bir şekilde bu mahallede uygulanıyor. Polis ablukası hala devam ediyor” dedi.
HDK: Yüzleşilmedikçe baskı devam edecektir
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Qamişlo, Gazi ve Ümraniye katliamlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Egemen devletler, kurulu sistemlerini sürdürmek için halklara, inançlara ve demokrasiye karşı katliam ve baskı politikalarını hala sürdürüyorlar. Ülkemizde de bu politikalar AKP/Erdoğan rejimi tarafından sürdürülmeye devam ediyor. Bugün katliam politikalarını AKP iktidarı daha kapsamlı olarak yürürlüğe sokuyor. MGK tarafından hazırlanan ‘Çöktürme planı’ kapsamında kentler yerle bir ediliyor. Devlet katliamlarla yüzleşmedikçe, hesap vermedikçe, katliam ve baskı devam edecektir” denildi.
diha