Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / "Alevi inancımıza hiç kimse bir tarikat, bir mezhep muamalesi yapamaz!"

"Alevi inancımıza hiç kimse bir tarikat, bir mezhep muamalesi yapamaz!"

10 Mart 2017, 10:42

Türk-İslam sentezli ve Türkçü ulus kimligi özgününde şekillendirilmeye çalışılan Alevilik, bir takım sunni eklemlere maruz kaldı. Yani inancımız, özünden uzaktırıldı.

Almanya merkezli bir çok Avrupa ülkelerinde Degahlar'ı da bulunan Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), geçtigimiz günlerde 7. Olağan kongresini gerçekleştirdi. Kongrede Bedrana Yıldırım ile Veli Kaya eş başkanlığa seçildiler. FEDA bağlamında, genel olarak Alevi örgütlülügü hakkında sizler için, eş başkanların düşüncelerini aldık.
(Erdoğan Yalgın)

E.Yalgın: 22 Ocak tarihinde gerçekleştirdiğiniz Demokratik Alevi Federasyonun 7. Kongresinde eşbaşkanlığa seçildiniz. Bu vesileyle sizleri kutluyorum! Peki federasyonunuz hakkında kısca bilgi verirmisiniz? Ne zamandan beri Feda çalışmaları yürütüyorsunuz?

Bedrana ıldırım: Demokratik Alevi Federasyonu 23 yıllık bir geçmişe sahip! Örgütsel çalışmalarına Kürdistan Aleviler Birligi (KAB) ile başlamış! Daha sonraları tüzük değişikligiyle FEDA olarak devam etmektedir. Genel anlamda; her türlü katliam, soykırım ve asimilasyona karşı direnen ve teslim olmayan bir siyasi çizgimiz var. Kurumumuz; son 20-30 yıldan beri, yazılı tezlerle kaybedilen hatta kaybettirilmeye çalışılan Kürt Aleviliğini, yani Réya/Raa Haqi inancımızın otantik değerlerini açığa çıkartmayı hedeflemektedir. Kurumumuz; Alevi süreklerinin, Alevi felsefesine uygun bir şekilde birlikte, ve yanyana çalışması için çaba gösteren köklü bir geçmişe sahiptir. Ben, FEDA içinde 4 yıldan beri Alevilik çalışmaları yürütmekteyim.

Veli Kaya: 2011 yılından bugüne kadar, FEDA’nın örğütsel yapısı içinde, her kademede faaliyetler yürütüyorum. Bu işi bir hobi olarak değil, en başta kadim Alevilik inancının bir ata inancım olduğu için, dolayısıyla bu hümaniter felsefenin yaşayarak yeni kuşaklara aktarılması için çaba gösteriyorum.
Bedrana yoldaşımın da bellirttigi gibi; Kurumumuz FEDA, inançsal ve siyasal alanda bir Alevi örgütlenmesidir. Başta Réya-Heq Alevileri, yani Kürt Alevileri olmak üzere diğer tüm süreklerin kendi içinde sosyal dayanışma ağlarını kurmasını, geliştirmesini ve sürek mensuplarının biribirilerini tanıması için çaba gösterir. Feda; içinde bulunduğumuz tarihsel süreçte bütün Alevi süreklerinin kadim gelenegiyle buluşturmak, bir ileri aşamada toplumumuzun vicdanı olmanoktasında siyasal misyonunu üstlenir. Kurumumuz; göç ve sürgünler ile birlikte dış etkenler ve asimilasyon politikalarının da sonucu olan sistem icileşmeye karşı duruşu esas alır. Tarihsel süreç icerisinde sekteye ugrayan Pir-Talip ilişkisini yeniden Ocak örgütlenmesi biçiminde güncellemeyi hedeflemektedir. Bir bakıma dergahlarımızla kolektif bir şekilde; Rıza şehrinin temel ilkelerini yaşama katmayı amaç edinerek çalışmalarımızı yürütüyoruz.

E.Yalgın: Avrupadaki Alevi örgütlenmelerini nasıl değerliendiriyorsunuz? Genel itibariyle Alevi toplumundaki mevcut örgütlenmeyi yeterli buluyormusunuz? Sayın Kaya…?

V.Kaya: Avrupa ülkelerindeki Alevi örgütlenmeleri; ciddi çalışmalar yürutse de ne yazıkki bunlar istenilen düzeyde değil, Alevi toplumu; kadimden bu güne tekçi akla karşı duruş göstermişse de bugün, içeriden ve dışarıdan gelen taaruzlarla kendi gerçekliğinden uzak bırakılmıştır! Ne yazıkki bu durumda devlet aklına hizmet eden Alevi politikaları, Aleviler içinde hakim kılınmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla Avrupadaki Alevi örgütlülügü, kendi içinde atıl bırakılmış,
özellikle inanç ve siyasi boyutuyla bir atılım gösterememiştir.

E.Yalgın: Sayın Yıldırım, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

B.Yıldırım: Avrupadaki Alevi örgütlenmelerini elbette ki yeterli bulmuyorum! Varolanların ise kendi içindeki kısır tartışmalarla, bizatihi asimilasyona hizmet eder derecede yol aldıklarını düşünüyorum. Çünkü işin özüne, temeline inmeden, Alevi felsefesini ve tarihini bilimsel bir düzeyde araştırıp tartışmadan, günü birlik yapılan siyasi tartışmaların, inancımıza zarar verdigini görüyorum. Ayrıca mevcut örgütlenmelerin hal hazırda var olan potansiyeli temsil etmedigini, varolanının da şu veya bu şekilde kalıcı bir güçlü örgütlülük içinde olmadığını gözlemliyorum. Bölgelerinde, şehirlerinde mevcut derneklerer, dergahlara gitmeyen, üye olmayan binlerce Alevi ailelerinin olduğunu istatistik veriler göstermekte. Çok çalışmalıyız!

B.Yalgın: Peki şimdi şöyle bir soru sorsam; Örnegin bir çok Alevi örgütleri varken, neden Feda çalışmaları içinde yer aldınız? Sizi, Feda’da buluşturan temel etkenler nelerdir?

B.Yıldırım: FEDA henüz istedigi bir örgütlülük durumunu geliştirememiş olsada, kurumumuzun temel amacı; Alevileri, tarihi ile buluşturması Alevi felsefesinin özüne ulaşmak için yol ve ritüellerini doğru yaşatıp, hakikate yaklaşmak istemesinden ötürü ben kendimi bu kuruma daha yakın gördüm. En temel yaklaşımı ise kadın haraketi konusundadır. Çünkü Aleviligin özünde kendisini yaşatan kadın özgünlügü; FEDA’da kendisini yaşatmaktadır…

E.Yalgın: Kadın konusuna birazdan geri dönecegiz! Sayın Kaya, siz Feda’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?

V.Kaya: Başlangıçta Alevi toplumsallığını esas alan kurumsallaşma, zaman içinde, bu eksenden kayarak Alevi yol değerlerinden uzaklaşarak, tekçi yaklaşımları esas aldı. Türk-İslam sentezli ve Türkçü ulus kimligi özgününde şekillendirilmeye çalışılan Alevilik, bir takım sunni eklemlere maruz kaldı. Yani inancımız, özünden uzaktırıldı. Bu gidişata bir dur demeknin geregi olarak Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) 20 yılı aşkın bir tercübesiyle, bu asimilasyon politikaları karşısında Alevileri örgütlemeye, onların önüne olması gereken bir siyasi-politik ve inancsal değerlerle örtüşen perspektivler sundu. Bu yanıyla FEDA çalışmaları önemsenmelidir.

E.Yalgın: Şimdi sayın Yıldırım, siz kaldığınız yerden devam edebilirsiniz! Feda kurumuzunda yönetici alanında kadın profili ne düzeyde? Buna ek olarak, Alevi kurumlarında yönetici düzeyinde, kadınlara yeterince yer veriliyormu? Bu bağlamda kadınlara neler önerirsiniz?

B.Yıldırım: FEDA öncelikle eşbaşkanlık sistemi ile eşitlikçi bir yönetim sistemine sahip. Bu tür kurumsal yapılarda yönetim, sözcülük, temsilcilik vb. Çalışma organlarında kadın canlar söz sahibi olmalılar. İşte bu alan bizim kurumuzmuzda sınırsız, kotasız bir şekilde kendini göstermektedir. Hatta bazı dergahlarımızda ve yönetimlerimizde 1/3 lik kadın çogunluğu bile bulunmakta. Fakat gerek 5000 yıllık erkek egemen zihniyetin etkileri, gerek yaşanılan ve hala travmaları devam eden katliam ve asimilasyon politikaları sonucu korkutup sindirme ile kadını geri planlara itilmesi gerekse bu eril ve eğemen zihniyetin bizim erkek Alevi erkek canlarımızı da etkisi altına almış durumda! Dolayısıyla mevcut Alevi örgütlülügü içinde birazda erkak canlarımızın itmesiyle maalesef kadınlarımızın atıl pozisyonda kalmaları, yada mutfak vb geri plan işleri yaparak hizmet vermeleri, yöneticilikten daha kolay bir hizmet alanı gibi görülmektedir. Buna bir son verilmeli ve kadın canlarımız, bu inancın temel ögelerinden birisi olduklarını hatırlamalıdırlar. Bizim kurumumuzda bu durumu degiştirmek amaçlı çalışmalarımız olmuş ve bunlar devam etmektedir. Federasyonumuz, dergahlarımızda egitimler, kadınlara özgü toplantılar panel ve seminerler gerçekleştirmekte. Dergahlarımzda kadın komisyonları oluşturulmakta. Aleviligiyle ve kadın ana kimligiyle barışan ve aynı zamanda özgüvenine kavuşan kadınlarımız, yöneticilik yapmakta ve bunu başarabilmektedir. Aleviörgütlülügü içinde şuana kadar Eş başkanlık sistemini bir tek bizim kurumumuz hayata geçirmiştir.

E.Yalgın: Sayın Kaya bütün bunların üstüne siz ne diyeceksiniz?

B.Kaya: Bedrana canımız çok doğru şeylere temas etti. Doğrudur! FEDA‘nın çalışma esaslarından biriside; kadının kendine ait olan konumuyla buluşmasıdır. Bu temelde zaman içinde sadece erkeklere ait bir makammış gibi yansıtılan özde iktidarlaşan PİRLİK mertebesinin erkeklere ait bir makam olmadığını, PİRLİK makamında cinsiyet ayrımı olmadığını, Ana kadının da bir Mürşid-i Kamil kimligiyle bütünleşmesi ancak Alevi Yol değerlerinin özüyle buluşması mümkün olduğunu bizim kurumumuz savunmaktadır. Öte yandan kurumumuzda ve bütün dergah yönetimlerimizde kadın temsiliyeti önemsenmektedir. Kainattaki tüm canlılar çifttir düsturuyla Eş Başkanlık sistemini ve özgün kadın çalışmalarını bu alanda ilk örgütleyen, özümseyen tek kurumuz. Bizim dışımızda hiç bir Alevi kurumu-örgütlülügü, kendi yönetiminde adını da koyarak bu kadır-erkek eşitligini hayata geçirmemiştir. Asılında Alevi örgütlülügündeki temel sorun da, işte burada başlamaktadır. Alevi örgütlenmelerini kadın-erkek eş değerde birlikte yürütmelidirler. Öyle erkek başkan olacak, kadın da yardımcısı olacak! Olmaz öyle şey! Her ikisi de eş değerde biribirini tamamlatan eş başkanlık modeli uygulanmalıdır. Bu yanlış gidişata ise başta kadınlar karşı çıkmalaıdır!

E.Yalgın: Avrupadaki Alevi gençleri, ata inançları olan Alevilk hakkında yeterince bilgiye sahiplermi? Ve Alevice bir yaşam içinde uğraş gösterdikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

V.Kaya: Alevi örgütlülügü içerisinde gençler üzerinde yapılan çalışmalar çok yetersiz! Alevi gençleri ciddi bir kimlik bunalımı yaşıyorlar. Aidiyet duyguları oldukça zayıf! Alevi olduklarını duymuşlar, ancak konu hakkında bilgi sahibi deyiller! Aileler bu konuda çocuklarına destek olamıyorlar! Çünkü onlar da inançları haıkkında yeterli bilgi sahibi deyiler! Hal böyle olunca, gençlerimiz farklı arayışlara giriyorlar ve gençlerimiz madde bağımlılıgından tutun da, İslami örgütlere kadar birçok alanda yok oluyorlar. Bu durumda ortak Alevi aklını devreye sokarak, bu olumsuz gidişata engel olabiliriz! Gençlerimiz kendi yaşam biçimlerini öğrendikçe, kimlikleriyle bütünleştikçe daha huzurlu bir yaşam içinde olacaklardır. Konuya çiddi bir şekilde el atmazsak, maalesef diasporada Alevi toplumunu ve genç kuşakları ciddi bir yokoluş beklemektedir.
Yıldırım: Ben de Veli canımıza aynen katılıyorum! Fakat Avrupada yaşayan gençlerin durumu bizlere göre daha vahim ve öncelikli konumuz olmalı. Dile ve yaşanılması gereken kültüre tamamen yabancı bir gençlik söz konusu. Alevi kurumlarımızda yeteri kadar eğitim materyallleri bulunmamakta, dersler verilmemekte. Var olan yazılı materyaller ve verilen dersler ise Aleviliği yansılmaktan çok uzak. Üzülerek söylemeliyimki; Alevi kurumları, Alevilik inancımıza halen çok uzaklar. Aleviligi başka bir kitabi dinin, bir alt kümesi gibi görmekteler. Alevi inancımıza kimse bir tarikat, bir mezhep muamalesi yapamaz! En başta Alevi kurumları; Kadim bir gelenekten süzülüp gelen inancımıza siyasi öngörülerle yaklaşılmakta ve bu karmaşık durum, gençlerimizi inancımızdan uzaklaştırmaktadır. Oysa bizim inancımız bilimsel verilere dayanmaktadır. Bütün ritüellerimiz, kültürel varlıklarımız, dualarımız, dağa-insan etrafında şekillenmiştir. Buna rağmen gençlerin ciddi bir çabası oldugunu görmekteyiz. Bu başlı başına bir akademik çalışma gerektirmekte fakat başlangıc olarak anlaşılır ve anlayabilecekleri dillerde egitimlerin olması şart. Biz Feda olarak yeterli olmasada bunun için çalışma yürüttük ve yürütmeye de devam edecegiz.

YE.algın: Sohbetimize son noktayı koymadan önce, Bu yeni dönemde, kurumuzu hangi sosoyal-kültürel ve siyasal-inancsal alanlarda daha aktif bir faaliyet içerisinde görecegiz. Birde yapılacak olan anayasa değişikligi halk oylamasında, kurumuzunun yürüteceği kampanya hakkında bilgi verirmisiniz?

V.Kaya: Başlangıctada belirttigim gibi; FEDA “yol bir sürek binbir” temel düsturuyla çalışır. Basta, kendi ana dilimizle Rya/Raa Heqi dedigimiz yani Kürt Aleviligi süregi olmak üzere tüm süreklerin yol ile buluşmasını, yitirilen, bsstırılan o geleneksel Alevi hafızasını güncellemeyi esas alacağız. Bu yanıyla yürütecegimiz tüm çalışmalar Alevi aklını ve siyasallığını öne çıkartan planlamalar çerçevesinde olacaktır. Halk oylamasına gelince, bizim kurumuzun 20 yıldan fazla süregelen bir siyasi duruşu vardır. Bu duruş, Kerbeladaki Arap İmam Hüseyinin duruşudur! Kürt serdarı Eba Müslümün duruşudur. Türkmen Baba İlyası’ın duruşudur. En son kertede, Seyyid Rıza’nın, İbrahimlerin, Mazlumların duruşudur. Dolayısıyla bu oylamada bizim rengizim çok açıktır. Yani, bulunduğumuz her yerde ve ortamda, hayır kampanyasını aktif bir şekilde yürütecegiz.

B.Yıldırım: Dergahlarımız da buluşan her yaştan canlarımız için, burada kullandığım Canlarımız kavramı içinde kadınlarımızın olduğunu da ayrıca bellirtmek isterim! Eğitim alanında bir dizi planlamalarımız öteden beri vardı. Bunları daha da güçlendireceğiz. Dergahlarımızı birer okul statüsüne çıkaracak ve süreçe göre örgütsel degişimlere giderek Feda için yeni bir yapılanma süreci başlatacagız.

E.Yalgın: Son olarak, önümüzdeki siyasal süreçte bir referandum seçimi yapılacak! Bu…!

Yıldırım: Anladım! Fazla uzatmamıza gerek yok! Kurumumuz olarak HAYIR diyecek ve bu yönde çalışmalarımızı sürdüreceğiz!

E.Yalgın: Doğrusu kısadan kestiniz! Okurlarımıza zaman ayırdığınız için, gazetemiz adına teşekkür ediyor ve bundan böyle çalışmalarınızda, özellikle de „hayır çalışmalarınızda“ başarılar diliyorum!

Bedrana Yıldırım kimdir?
1978 Dersim, Mazgirt dogumlu. Egitim Fakültesi, Beden Eğtimi Ögretmenliği mezunu. 2009‘da Avrupaya geldi. Bir kız çocuk annesi. Siyasi mücadeleye meslektaşı olan babasıyla birlikte başladı. Almanya’da yıllardır kadın çalışması yürütmekte. Son dört yıldan beri Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) bünyesinde, Alevilik çalışmaları yürütmekte.

Veli Kaya kimdir?
1960 yılında Koçgiri“de (Sivas-Kangal) doğdu. 1974 yılında devrimci mücadele içerisinde yer aldı. 1993-1998 yılları arasında Bayrampaşa zindanında kaldı. Ocak 1999‘da zorunlu olarak Almanya‘ya geldi. Alevi örgütlenmesi içerisinde yeraldı. Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) bünyesinde çalışmalarını sürdürdü. 2011 yılında bir grup arkadaşıyla Hamburg‘ta Alevilik çalışmalarına devam etti. Geçmişi, 1995 yıllarına dayanan HAK-EVİ dergahında aktif faaliyette bulunan Kaya, 2013‘te HAK-EVİ dergahnın eşbaşkanlık görevine getirildi.

Kaynak; Alevinet.com

Bu haber 920 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), 4. Olağan Genel Merkez Kongresi’ni Dersi..