Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Kanser teşhisinde yeni buluşlar

Kanser teşhisinde yeni buluşlar

06 Ağustos 2016, 21:14

Bilim insanları genetik değişimleri takip edilerek kişinin kansere yakalanıp yakalanmayacağının tespit edilebileceğini düşünüyor. Yeni bulgular, kanserin tedavi edilmesine bir adım daha yaklaştırdı.

Bilim-Teknik GÜNDEMİ

 

Bilim insanları, vücuttaki genetik mutasyonlar takip edilecek, kişinin kansere ne kadar sonra yakalanabileceği konusunda güçlü veriler elde edilebileceğini ifade ediyor. 

İnsan vücudundaki hücrelerin çoğunun oldukça kısa sayılabilecek ömürleri var. Mesela kırmızı kan hücreleri yaklaşık 4 ay yaşayabiliyor. Deri hücreleri ise iki ya da üç hafta. Bir sperm üç gün kadar yaşarken beyin hücreleri ile yetişkinliğin ardından kişinin ölümüne kadar hayatta kalıyor. Hayatta kalıyor derken, yerine yeni bir hücre yapılmıyor. Yoksa 60 yaşına gelmiş bir kişinin beyninde ciddi oranda hücre kaybı yaşanmış oluyor. 

İnsan vücudunun işlerliği için hücrelerin ölümü ve yeniden üretimi en önemli fonksiyonlardan biri. DNAmızda bu verilerin hepsi depolu. 

Ancak bazı hücreler DNA’daki mutasyonlar sonucu bu sisteme uymuyor. Bir anlamda ölme sırası gelen hücre bu durumu reddedip yaşamayı seçiyor. (kim onu suçlayabilir ki) Ve hızlı bir şekilde çoğalarak yayılıyor. Bu duruma bilim insanları kısaca kanser diyor. 

 

Genetik değişimlerin takibi…

Tabii kanser bu kadar basit bir hastalık değil. Ancak genel hattıyla hastalığı bu şekilde özetlememiz mümkün.  Bilim insanları bu genetik değişimlerin takip edilerek kişinin kansere yakalanıp yakalanmayacağının tespit edilebileceğini düşünüyor. 

Avustralya’nın Sidney Üniversitesinden uzmanlar BRCA1 ve BRCA2 gibi bilinen genlerin takibinin kansere yakalanma riskini gösterebileceğini düşünüyor. 1162 hasta üzerinde inceleme yapan uzmanlar özellikle 72 gen üzerindeki mutasyonların kansere yol açabileceğini tespit etti. 

Örneğin TP53 geni üzerinde mutasyonun görüldüğü kişilerin neredeyse yarısı 32 yaşından önce kansere yakalandı. Yine iki gen üzerinde mutasyonun görüldüğü kişilerin de yarısı 25 yaşından önce kanser oldu. İki ve üçten daha fazla gen üzerindeki mutasyonlarda bu oranlar çok daha artıyor. 

Bilim insanları bu araştırmalarla kanser riskinin erken tespitinin mümkün olduğunu ifade ediyor. 

 

Hastalıklar kontrol edilebilinir mi?

 

Bilim insanları yakın gelecekte insanların sinir hücreleri manipüle edilerek, bir nevi hacklenerek, bazı hastalıkların önüne geçilebileceğini iddia ediyor. 

Bu iddia bir grup bilim insanın değil, bu amaç için 750 milyon dolar para yatırmış iki şirketten geliyor. Bilişim devi Google ve İngiliz GlaxoSmirthKline’ın ortak olduğu Galvani Bioelectronics’in amacı romatizma, astım ve şeker hastalığı gibi hastalıkları sinir hücrelerini kontrol ederek tarihe gömmek. 

Her iki şirket de daha önce gerçekleştirdikleri deneylerde sinir hücrelerinin gönderdiği mesajların elektrik akımlarıyla değiştirilebileceğini görmüştü. Şu ana kadarki deneylerde bu yöntemin şeker hastalarında çok etkili sonuçlara yol açabileceği de tespit edildi. 

Bu yöntemle boyundaki ana damaların çevresine sensorlar yerleştiriliyor. Bu sensorlar sürekli olarak şeker ve insülin hormonu seviyelerini denetleyerek beyine sinyaller gönderiyor. Eğer bir dengesizlik oluşmuşsa beyin uyarılıp dengenin kurulması sağlanıyor. 

Özellikle vücudun insülin hormonunu tamamen göz ardı ettiği Tip 2 şeker hastalığında, beyine verilen uyarılarla bu türün tamamen tarihe karışabileceği ifade ediliyor.  

 

Yöntem umut verici

Laboratuvar deneylerinde Tip 2 şeker hastası farelerdeki tüm hastalık belirtileri kayboldu ve normal yaşam sürelerinde herhangi bir etkiye rastlanmadı. Yine deneylerdeki başarı yüzde 100’e oldukça yakın. 

Geçtiğimiz yıl içinde yine astım ve romatizma gibi hastalıklarda da bu elektrikli uygulamaların oldukça başarılı olduğu görüldü. 

Bilim insanları bu yöntem konusunda çok umutlu. Yapılan yatırımın büyüklüğü de bunu gösteriyor. 

Önümüzdeki 10 ila 20 sene içinde vücuda yerleştirilecek sensorlerin birçok hastalığın erken teşhisi ya da tedavisi konusunda birincil tedavi seçeneği olacağı düşünülüyor. 

 

 

Kanalizasyondan temiz su elde ediliyor

 

Bilim insanları kanalizasyon suyunu sadece bakteriler kullanılarak yeniden içme suyu elde edilmesini hatta enerji üretilmesini sağlayan bir yöntem geliştirdi. İlk testleri geçen yöntemin suyun yeniden arıtılmasında çığır açması bekleniyor. 

Geçtiğimiz ay ABD’nin Boston şehrinde merkezi bulunan Cambrian Innovation şirketi sadece bio-kimyasal bir elektrik mekanizması kullanarak 2250 litre kanalizasyondan 15 kişinin günlük kullanımına yetecek temiz su elde etmeyi başardı. 

Bugüne kadar kullanılan sistemlerde bakteriler atık su içindeki organik maddeleri hedefliyor, bu şekilde çabuk çoğalıyor ve atık madde içindeki tüm organik maddeleri tükettikten sonra kimyasal bir işlemden geçirilerek öldürülüyorlardı. Ancak bu işlem oldukça fazla enerji gerektiriyordu. 

BioVolt’taki sistemde ise Shewanelle oneidensis adı verilen bakteri kullanılıyor. Bu bakteri solunum yaptıkça elektronlar saldığı için bir anda tüm sistem aslında bir pile dönüşüyor. Burada elde edilen elektrik de atık suyun temizlenmesinde kullanılabiliyor. 

Sadece BioVolt değil, ABD’de birçok noktada bu bakterinin kullanımı konusunda testler yapılıyor. Kaliforniya’da San Pasqual Lisesi tarafından işletilen bir çiftlikte 630 litrelik domuz atığından bu yöntem kullanılarak hem su hem de enerji elde ediliyor. 

 

Sistem evlere takılabilecek

 

Sistemin geniş çaplı uygulaması Meksika’nın Tijuana bölgesinde inşa edilecek tesiste gerçekleştirilmeye başlanacak. Eğer buradaki denemeler de başarılı olursa önümüzde üç ya da beş sene içerisinde sistemin ticari olarak kullanılmaya başlanabileceği düşünülüyor. 

Buna benzer bir uygulama ile atıklardan metan elde eden EcoVolt adlı sistem Kaliforniya’da bir bira imalathanesinde enerji kullanımını yüzde 15, su kullanımının ise yüzde 40 düşmesini sağladı. 

Bilim insanları bu alanda uygulama imkanlarının çok geniş olduğunu söylüyorlar. Hatta sistemler evlere takılabilecek boyutlara gelebilir.  Yani sifonu çektiğiniz zaman giden suyu kendiniz arıtıp yeniden kullanabileceksiniz. 

 

Perseid meteor yağmuru başlıyor

 

Dünyadaki en görkemli gök olaylarından Perseid meteor yağmuru bu sene 11-12 Ağustos gecesi gözlemlenecek. 

1992 yılında Dünya’nın yakınlarından geçen Swift-Tuttle kuyrukluyıldızının kalıntılarından oluşan meteor yağmuru, her sene Temmuz sonu ya da Ağustos başında dünyanın bu kozmik bulutun içinden geçmesiyle gözlemleniyor. 

Yandaki fotoğraf ise ABDli fotoğrafçı Brad Goldpaint tarafından 2015 yılındaki Perseid meteor yağmuru sırasında çekildi. 

 

 

Yapay zeka artık sarkastik yorumları ayırt edebiliyor

 

İnsan zekasını yapay zekadan ayırt edebilen en önemli özelliği, insanların ne kadar zeki olurlarsa olsunlar aptalca kararlar alıp, saçma sapan şeyler yapabilmeleri. Yaratıcılık, sanat ve mizah da diğer unsurlar. 

Lizbon Üniversitesinden bir ekibin geliştirdiği yapay zeka, Twitter kullanıcılarının attıkları twitler konusunda ciddi mi, yoksa sarkastik mi olduklarını ayırt edebildi. Tabii yapay zekanın bu durumu algılaması için normal insanın bir anda gördüğünü, çok daha fazla veri işleyip, değerlendirerek gerçekleştirmesi gerekiyor. 

Yapay zekanın geliştirici ekibinden Silvio Amir, Twitter’daki kullanıcının geçmiş twitlerini, söz konusu twiti okuyup beğenenlerin eğilimlerini inceleyen bilgisayarın sarkastik twitleri yüzde 80’in üzerinde oranda doğrulukla tespit edebildiğini gördüklerini söyledi. 

Yapay zeka sadece bir twiti değerlendirirken neredeyse kişinin tüm profilini, eğilimlerini, onu takip edenlerin profili ve eğilimlerini, twiti paylaşan kişilerin eğilimlerini de değerlendirmek durumunda kalıyor. Günümüzün gelişmiş bilgisayarlarıyla bu yargıya varması oldukça kısa süre almasına rağmen insan beyni kadar çabuk bir işlem yürüttüğü söylenemez. 

Bu sistemin ne işe yarayacağı tartışma konusu. Aslında araştırmacıları harekete geçiren Amerikan Haber Alma Dairesinin 2014’te sarkastik twitleri ayıklayabilecek bir yazılım talebi olmuş. Ancak henüz Amir’in ekibinin çalışmasının nasıl değerlendirileceği bilinmiyor. 

 

Az pişmiş vejeteryen hamburger

 

Fotoğrafta gördüğünüz New York’taki Momofuku Nishi restoranında müşterilere servis edilmeye başlanan vejetaryen hamburgere ait. Yapımı oldukça karmaşık olan hamburgerin ortasındaki az pişmiş görüntüsünü veren kırmızı tabaka, kırmızı ete tadını ve rengini veren demir içeren heme moleküllerinden oluşuyor. Hamburgeri yiyen etçil insanlar çok fazla bir tat farkı bulabilmiş değil. 

Bilim insanları yakın gelecekte sentetik etin çok büyük bir pazar yaratacağını düşünüyor. 

 

Doğan Barış ABBASOĞLU

Politika

Bu haber 701 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Boksör İsmail Özen, Almanya’da spor, medya ve iş dünyasında tanınan bir isi..