Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Aleviler: Sivas için adaleti devletten beklemiyoruz

Aleviler: Sivas için adaleti devletten beklemiyoruz

01 Temmuz 2016, 16:43

Üzerinden 23 yıl geçen Sivas katliamının yıldönümü olan 2 Temmuz günü Madımak Oteli önünde bir araya gelecek Aleviler, katliamın sorumlusu olan devletten adalet beklemediklerini belirterek, tüm demokratik kesimleri adalet ve toplumsal yüzleşmenin yaşanması için alanlara çağırdı.

23 yıl önce aralarında yazar, şair, sanatçı ve birçok aydının bulunduğu 33 can Madımak Oteli’nde vahşici yakılarak katledildi. Onlar kendilerinden 400 yıl önce yaşayan pirleri olan Pir Sultan Abdal’ı anmak için oradaydı. Aziz Nesin, Asaf Koçak, Edibe Sulari, Behçet Aysan, Metin Altıok, Uğur Kaynar, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci ve daha pek çok şair, yazar, sanatçı ve düşünür şenlikler için Sivas’a gelmişlerdi.

Provokasyon bir gün önce başladı

Katliama giden provokasyon 1 Temmuz günü Buruciye Medresesi’nde yapılan imza-söyleşiyi etkinliğinde başladı. O gün “Allah’ın beytine ve kitabı Kuran’a alçakça küfredilmek ve müminlerin izzet ve namuslarına saldırmaktadır” gibi tahrik dolu ilanlar basılıp evlere dağıtıldı. 2 Temmuz günü ise Cuma Namazı’ndan çıkan gruplar, Madımak Oteli’ne saldırmaya başladı. Saatlerce süren saldırıya ne polis ne de asker müdahale etti. Tam 8 saat otelin içerisinde kalanlar yardım istedi. Devletin en üst kademelerine ulaşıldı ancak katliamı durdurmak için hiçbir girişimde bulunulmadı. 2 Temmuz akşamı 33 can ve 2 otel görevlisi yaşamını yitirdi. 8 saat boyunca olaylara müdahale etmeyen devlet, saldırganlar valiliğe yönelince gruba müdahale etmeye başladı ve bu müdahale sırasında 2 saldırgan hayatını kaybetti.

Ateşe semah duran 33 can arasında en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genç olanı folklor gösterisi için Sivas’a giden 12 yaşındaki Koray Kaya’ydı.

Katliam yargı eliyle 23 yıl sürdürüldü

Katliamın ardından dönemin politik sorumluları olan Tansu Çiller ve Süleyman Demirel’in yaptığı “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir”, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş” şeklindeki açıklamalar, ilerideki yargı sürecinin hukuk dışı işleyeceğini de göstermişti.

Adeta katliam, yargı süreciyle 23 yıl daha sürdürüldü. Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) açılan ilk davayla başlayan uzun yargı süreci, idam kararları, temyiz ve Yargıtay’ın bozma kararlarıyla Ankara’da devam etti. Gerçek sorumlular hiçbir zaman yargılanmazken, dava 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düşürüldü. Zaman aşımına karşı aileler, davayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı ancak dosyaya bakacak AYM üyesi arasında, katliamı gerçekleştiren sanıkların bir dönem avukatlığını yapmış olan Celal Mümtaz Akıncı yer aldı.

‘Utanç Müzesi’ talebi yerine getirilmiş değil

33 canını, kirli savaş temsilcilerinin karanlık planları sonucu ateşler içinde sonsuzluğa uğurlayan Alevi halkının, sorumluların cezalandırılması ve Madımak Oteli’nin “Utanç Müzesi” yapılması talebi aradan geçen bunca yıla rağmen yerine getirilmiş değil. 33 canı anmak için 2 Temmuz günü Madımak Oteli önünde toplanacak Alevi örgütlerinin 23 yıldır adalet ve toplumsal yüzleşme arayışı ise devam ediyor.

‘Herkesi alanlara çağırıyoruz’

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Baki Düzgün, zaman aşımını hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini belirterek, “Alevilerle adeta alay ediyorlar. Biz bu devletin hukukuna nasıl inanabiliriz. Sistemsel bir sorun var. Mevcut sistem Alevilere ve farklı toplumlara bakış açısı bu” dedi. Ötekilerin, aydınların ve sosyalistlerin mücadelesinin esas alınması gerektiğinin altını çizen Düzgün,

“Ötekilerin, aydınların, sosyalistlerin mücadelesini esas almamız gerekiyor. Bu zihniyeti değiştirmeliyiz. Sivas’ın da diğer katliamların da sorumlularını biliyoruz. Mücadele etmeye devam edeceğiz. Herkesi 2 Temmuz’da alanlara çağırıyoruz” şeklinde seslendi.

‘Sivas’a yüz binleri yıkarsak adaleti görebiliriz’

Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan da, şunları aktardı: “Sivas ne ilk ne de son oldu. Biz devletten adalet beklemiyoruz. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor. Korkuyu aşıp alanlara çıkmak gerekiyor. Sivas’a yüz binleri yıktıktan sonra; Cizre’de Mehmet Tunç, Sivas’ta Hasret Gültekin olabildikten sonra adaleti görebiliriz.”

Cizîr, Sûr ve Nisêbîn gibi Kürt kentlerinde yaşanan katliamlara işaret eden Kaplan, “Toplumun insanlık dışı katliamlara ses çıkarması gerekiyor. 2 Temmuz bunun için bir vesiledir. Herkesi alanlara bekliyoruz” dedi.

‘Toplumsal yüzleşme olmadan adaletin anlamı yok’

Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Başkanı Ercan Geçmez ise, toplumsal yüzleşmenin önemine dikkat çekti. Mereş, Çorum ve Sêwas gibi Alevilere yönelik katliamların devletten habersiz, bilinçsiz katliamlar olmadığını söyleyen Geçmez, “Adaletin olmadığı yerde adalet beklemek biraz da leyleği havada görmek olur. Katliamcıları devletin koruduğunu herkes biliyor. Tüm yargılamalar göstermelikti” diye belirtti. Devletin kurum ve yargısından hiçbir beklentilerinin olmadığın vurgulayan Geçmez, ekledi: “Bizim beklentimiz toplumsal bir yüzleşme. Toplumsal yüzleşme yoksa adaletin hiçbir anlamı yok. Sivaslıların da katillerden hesap sormak için anmaya gelmeleri gerekiyor. Türkiye devletinin adaletinden bir şey çıkmayacağı zaten belli.”

‘Toplumsal barış için bir zemin yaratılmadı’

Ankara Demokratik Alevi Dernekleri (ADAD) Eş Başkanı Murat Işık, Alevilere yönelik “katli vaciptir” anlayışının Osmanlı’dan bu güne devam ettiğini ifade ederek, “Devlet hafızası 2 Temmuz’a kadar getirdi. Bu devlettir katliamı yaptıran. 2 Temmuz birkaç tane çete değildir. Arkasındaki güç devlettir. Devletin bu saldırganları koruduğu, yargı önüne çıkarmadığı görülüyor. Katliamlar bir yüzleşme ve hakikat sorunudur. Siz bir katliam ile yüzleşemezseniz, hakikati ortaya çıkaramazsanız o ülkede toplumsal barışı sağlayamazsınız. Bu devlet hiçbir zaman toplumsal barışın sağlanması konusunda bir zemin yaratmadı.”

‘Devletten adalet beklemiyoruz’

Devlettin bizzat sorumlu olduğu Alevi katliamları ve diğer tüm katliamlarda bir yargı mekanizmasının işletileceğine inanmadıklarını belirten Işık, şöyle devam etti: “Biz adaleti devletten beklemiyoruz, beklenemez. Biz adaleti kendimiz sağlayacağız. Türkiye’yi demokratikleştirerek, özgürlükleştirerek yapacağız. Ancak Kürt ve Türk halklarının ortak mücadelesiyle, Aleviler ile Sünnilerin birbiriyle helalaştığı, birbirlerine gerçekten rızalık verdiği oranda toplumsal bir adalet ve yüzleşmeyi sağlayabiliriz. Benim kanım bu devletin elinde ve benden hala bir özür dilemiyorsa biz neden adalet bekliyoruz.”

(DİHA)

Bu haber 658 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), 4. Olağan Genel Merkez Kongresi’ni Dersi..