Dersim’de 1937-38 yılları arasında binlerce kişinin öldürüldüğü katliamın üzerinden 84 yıl geçmesine rağmen kentte sivil ölümler sürüyor. Bakanlar Kurulu kararıyla 4 Mayıs 1937’de “Dersim Tenkil Kararları” adıyla çıkarılan özel kararnameyle on binlerce kişi katledildi, dağlar bombalandı, köyler yakıldı, binlerce kişi göçe maruz kaldı. Katliam sonucunda 1937’de bin 737 kişi, 1938’de 6 bin 868 kişinin öldürüldüğü kayıtlara geçse de resmi olmayan rakamlara göre en az 70 bin insanın öldürüldü, on binlerce insan göçe maruz kaldı.
Dersim Katliamı sonrasında da kente yönelik saldırılar hiç durmadı. Kente yönelik bombardıman ve askeri operasyonlar sonucu onlarca insan katledildi, insanlar yerinden edildi. Yıllarca devam eden bu saldırılar, 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerle devam etti, yüzlerce kişi gözaltında kaybedildi, faili meçhul cinayete kurban gitti.
6 YILDA 11 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ
Kente yönelik bu operasyonlar, çözüm süreci döneminde duraklasa da sürecin sonlandırılmasının ardından yeniden başladı. Bu operasyonlarda çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Çözüm sürecinin sonlandırılmasının ardından son 6 yılda yaşanan sivil ölümler şöyle:
“* 1 Ağustos 2016: Hozat’ın Pakire köyünde babasını denetimli serbestlik nedeniyle imzaya götüren Mesut İlkbahar, askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi.
* 9 Ağustos 2016: Askeri operasyonların yapıldığı Dersim-Ovacık karayolunun 30’ncu kilometresinde fiber optik arızasının tamiratını yapmaya giden işçi Şükre Abay silahlı saldırıda öldürüldü.
* 6 Eylül 2016: Seyid Rıza Meydanı’nda, 71 yaşındaki Naciye Özdemir, zırhlı araç çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
* 20 Eylül 2016: Munzur Vadisi’nde operasyona çıkan askerlerin taradığı minibüsün şoförü Ersin Demir yaşamını yitirdi.
* 22 Temmuz 2017: Nazmiye ilçesine bağlı Uzuntarla (Han) köyü yakınında askeri operasyon sırasında bombardıman sonucunda köyde yaşayan Ercan Güneş yaşamını yitirdi.
* 18 Ekim 2017: Ovacık ilçesinin Sarısalkım köyünde askeri operasyon sırasında çıkan çatışmada kışlık odun ihtiyacını karşılamak için bölgede bulunan Gökhan Keskin, askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi.
* 13 Haziran 2018: Merkeze bağlı Atatürk Mahallesi’nde 92 yaşındaki Ali Sezer zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
* 15 Temmuz 2019: Ovacık ilçesine bağlı Bilgeç Köyü Çakılyayla mezrasında meydana gelen patlamada, Ayaz Güloğlu (8) ve Nupelda Güloğlu (4) yaşamını yitirdi.
* 23 Eylül 2019: Mazgirt ilçesine bağlı Göktepe köyünden karşıdan karşıya geçen Oktay Er’e (22), askeri aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
* 7 Mayıs 2021: Ovacık ilçesine bağlı Aşağıtorunoba (Kilmer) Köyü'nde yaşayan Seyit Rıza'nın üçüncü kuşak torunu Murat Yıldız (28), hayvanlarına barınak yapmak için aracıyla gittiği Ağaçpınar köyü kırsalında TSK tarafından yapılan hava saldırısında yaşamını yitirdiği iddia edildi. Ölüm haberinden sonra Ovacık Cumhuriyet Başsavcılığının talebiyle Malatya Adli Tıp Kurumu’na giderek kan örneğinin verilmesi istenen Yıldız ailesi, Malatya Adli Tıp Kurumu’na (ATK) giderek kan örneği verdi. Aile, baro ve köylüler Yıldız'ın öldürüldüğünü düşünürken, valilik ise iddiaların asılsız olduğunu ileri sürdü.
OLAY ARAŞTIRILMALI
Dersim’de bulunan siyasi parti ve Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcileri, kentte yaşanan sivil ölümlere ilişkin konuştu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim İl Eşbaşkanı Nurşat Yeşil, sorumlular açığa çıkarılmadığı için sivil ölümlerin devam ettiğini söyledi. Son olarak hava bombardımanı sonucu Murat Yıldız’ın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Yeşil, valiliğin konuyla ilgili yaptığı açıklamanın tatmin edici olmadığını ifade etti. Yeşil, “Tanıkların ve Yıldız’ın ailesinin söyledikleri, valiliğin açıklamasıyla uyuşmuyor. Bizim açımızdan sorulması gereken soru şu: Devam eden bir operasyon var, buna rağmen hayvanlar bile köyden çıkarılmıyor, kimsenin o bölgeye gidilmesine izin verilmiyor. Fakat Murat Yıldız’ın neden operasyon bölgesine gidilmesine izin veriliyor. Bu ciddi bir sorun bunun sorulması gerekiyor. Bu olayın ciddi bir şekilde araştırılması gerekiyor” dedi.
DEVLET POLİTİKASI
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Musa Kulu, geçmişten bu yana sivil ölümlerin yaşandığını belirterek, “Bütün bu ölümlerin sebebi toplumda korku, panik yaratmaktır. Kendi inancından, kimliğinden vazgeçmesini sağlamaktır. Bu devlet politikası yeni bir şey değil. Bir tek iktidarlar tarih boyunca kendisi gibi düşünmeyen, ‘inanmayan herkesi yok etmek mubahtır’ yaklaşımı sergiliyor. Bütün herkesin zulüm, sivil insanların katledilmesine karşı sesini çıkarması, duyarlı olması, vicdanen ve ahlaken bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Bunun dışında sessizlik toplumda yeni bir katliam olacağına işarettir” şeklinde konuştu.
SAVAŞIN SONUCU
İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şubesi Başkanı Gürbüz Solmaz, 2016 sonrası yaşanan sivil ölümlerle ilgili “çıkan çatışma sonucu yaşamını yitirdi veya örgüt üyesi” açıklamalarıyla kapatıldığını dile getirdi. Sivil ölümlerin savaş politikalarının sonucu olduğunun altını çizerek, “Bunların önünü de açmış oluyorlar. Bu sivil ölümler sadece çatışma ortamlarında değil, mayın patlamalarında ya da savaş artıklarıyla birlikte yaşamını yitiren birçok sivil var. Bu çatışmalı ortamın son bulması için barış görüşmelerinin yeniden başlaması en doğru olanıdır. Bu savaş devam ettiği sürece, sivil ölümler son bulmayacak” diye konuştu.
POLİTİKA HALİNE GELDİ
Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) Başkanı Selman Yeşilgöz, sivil ölümlerin Kürt coğrafyasının birçok alanında uygulanan bir politika haline geldiğini söyledi. Ölümlerin cezasızlık politikasından kaynaklandığını söyleyen Yeşilgöz, “Coğrafyamızda ve ülkede uygulanan farklı bir politika olarak algılıyoruz. Bu coğrafyada ne ilk ne de son olacaktır. Kim olursa olsun kişi üzerinde soruşturma varsa, bunun hukuk çerçevesinde işlenmesi gerekiyor. İnfaz yoluyla yapılması doğru değil. Bu tip infazların karşısında aktif tutum alınması, bunun kamuoyu gündemine taşınması, adli ve idari soruşturmaların başlatılması için takipçisi olması gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.
ASKERİ OPERASYONLAR
Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin de sivil ölümlerinin köylerine dönmek isteyenlerde kaygılara neden olduğunu söyledi. Sivil ölümlerin son bulması gerektiğini vurgulayan Tekin, “Yıllardır yaşanan çözümsüzlüğün artık çözüme kavuşturulması ve operasyonların son bulması gerekiyor. Savaş politikalarından vazgeçip çözüm yoluna gidilirse, sivil ölümlerin artık yaşanmayacağı aşikar. Hukuki olarak bir ilerleme sağlanması için süreci takip etmek ve her noktasında müdahalede bulunmak, peşini bırakmamak önemli olacak” ifadelerini kullandı.
MA / Ayşe Sürme