Geçen haftaki yazımda kadına yönelik şiddetin son bulması için devletin acil önlemler alması gerektiğini yazmış ve İspanya’da kadına karşı şiddetle mücadelede alınan önlemleri örnek vermiş, yer darlığı nedeniyle ne yazık ki konuyu açamamıştım.
İspanya’da Ana Orantes adında 60 yaşındaki bir kadın maruz kaldığı erkek şiddetini defalarca resmi makamlara şikayet etmiş, ama her seferinde yalnız bırakılmıştı. Orantes 1997 yılında eski eşi tarafından dövülüp, balkondan atılıp, yakılarak öldürülünceye kadar kadın hareketi dışında hiç kimse kadına karşı şiddet ve kadın kırımı konusunda bir çaba harcamadı. Bu vahşi cinayetten sonra İspanyol siyasetçiler de kadına yönelik şiddet konusunda artık bir adım atmaları gerektiğinin farkına vardı.
2013 ila 2016 yılları arasındaki üç yılda 870 kadının kadına yönelik şiddet nedeniyle hayatını kaybettiği İspanya’da siyasi partiler ancak 2017 yılında kadına karşı şiddetle mücadele etmek için bir anlaşma sağlayabildiler. İlk olarak altı aylık bir çalışma sonrasında beş yıllık bir reform programı hazırlandı. Parlamentoda onaylanan bu program için 1 Milyar Euro’luk bir bütçe ayrıldı.
Reform paketindeki 200 önlem arasında en dikkat çekici olanları şunlardı:
l Cinsiyet temelli şiddet kurbanlarına yeni bir başlangıç yapabilmeleri için altı ay koşulsuz işsizlik maaşı bağlamak,
l Cezaevine konulan saldırganların çocukları tarafından ziyaretini yasadışı kılmak,
l Saldırıya uğrayan kadınlara tanınan statüyü henüz suç duyurusunda bulunmamış diğer kadınlara da tanıyarak onların da tedbir ve desteğe erişimini sağlamak,
l Cinsiyet temelli şiddete uğrayanların kimliğini tespit etmek için hastanelerin acil servislerinde ve sağlık ocaklarında mekanizmalar kurmak,
l Cinsiyet temelli şiddet nedeniyle annesiz ve babasız kalmış çocuklara eğitim desteği de dahil devlet yardımlarına ulaşmada öncelik tanımak, onların yeni koruyucularına vergi kolaylıkları ve konut sağlama konusunda öncelik tanımak,
l İnternette işlenen cinsiyet temelli suçlara daha ağır yaptırımlar getirmek,
l Okul müfredatına cinsiyetçilik ve feminist hareket konusunda farkındalığı arttıracak dersler eklemek.
Tabii ki bütün bu gelişmeler İspanya’da son derece etkin olan kadın hareketi sayesinde oldu. Kadın hareketi akademik temelli feminist çalışmalara ağırlık vererek sivil toplum örgütleri öcülüğünde kadının insan hakları ihlallerini tek tek ortaya çıkardı ve bu ihlalleri protesto eden güçlü eylemler düzenledi. 2008 yılında hükümetin 17 kişilik kabinesinde dokuz kadın bakanın olması yine kadın hareketinin büyük bir başarısıydı.
İspanya’da etkin bir şekilde sürdürülen “Ni una menos! – Bir kadın daha eksilmeyeceğiz!” kampanyası nedeniyle cinsiyet eşitsizliği temelli şiddetin sebep olduğu kadın ölümlerinde büyük bir düşüş gözlense de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri hala son bulmuş değil. Zira erkek egemen zihniyet kurduğu düzenin bozulmaması için İspanya da dahil, dünyanın her yerinde ciddi bir direnç gösteriyor. Sadece Ortadoğu toplumlarında değil, dünyanın bir çok gelişmiş ülkesinde küçük yaştaki erkek çocukların şiddet içeren davranışları eril zihniyet tarafından teşvik ediliyor. Bu da kadın hareketinin canla başla mücadele ettiği cinsiyet eşitsizliği temelli kadına yönelik şiddet olaylarını besliyor.
Kadınlara sıkça yapılan eleştirilerden biri, şiddet uygulayan erkekleri kadınların doğurup büyütüp yetiştirdiğidir. Bu da tam bir erkek bakış açısı ve kadına yönelik şiddettir. Çok iyi biliyoruz ki erkek egemen zihniyet tüm yaşam alanlarında kendisinin belirleyip zorla benimsetmeye çalıştığı kurallarıyla kadınları nefessiz bırakmak için elinden geleni ardına koymuyor. Bu konuda kadınları suçlamak yerine kadınların bin yıllardır verdiği mücadeleye destek olmak, güç katmak gerekiyor.
Kürt Kadın Hareketi “Kadına yönelik şiddet politiktir. O, sen de olabilirdin!” kampanyasından sonra 19 Temmuz günü “Değişim ve Özgürlük İçin Sen de Ayağa Kalk!” şiarıyla yeni bir kampanya başlattı ve kampanyanın ikinci bölümü 7 Eylül’de Avrupa’nın birçok merkezinde start alacak. Kadının yaşamı başta omak üzere kimliği, iradesi ve örgütlenmesini hedef alan tüm saldırılara karşı tüm kadınların kampanyayı güçlü bir şekilde sahiplenmesi önemlidir.