Lütfen bekleyin..

Eylem Kahraman

Oniki İmamlar Orucu ve Aleviler

15 Eylül 2018, 11:31

Alevi toplumu için çok büyük bir önem arz eden Muharrem ayındayız. Muharrem Ayı ile birlikte Alevilerin tuttuğu ve halk arasında “Oniki İmamlar Orucu” olarak bilinen oruç da başladı.

Oniki İmamlar Orucu’nun en önemli özelliklerinden birisi orucun tutulduğu on iki gün boyunca su içilmemesidir. Alevi toplumu bununla insanlığın en çok gereksinim duyduğu davranışta bulunur: Empati yapmak…

Oniki İmamlar Orucu’nu tutan Aleviler kendisini Kerbela Çölü’nde susuzluktan kavrularak yaşamını yitiren insanların yerine koyar, o kişilerin duygu ve düşüncelerini, neler hissettiğini daha iyi anlamaya, duymuş olduğu acıları bir nebze de olsa paylaşmaya çalışır.

Bu orucu eskiden kadın-erkek demeden bütün Alevi toplumu tutarken, günümüzde daha çok kadınlar tutuyor ve onların sayısı da ne yazık ki gün geçtikçe azalıyor.

Önceki yüzyıla kadar Alevilik inancı gizli gizli yaşanarak otantik yapısını korusa da, son yılların en büyük kültür ve inanç soykırımına maruz kaldı.

Son iki kuşak Alevilerin kültür ve inanç asimilasyonu nedeniyle bu inançtan gitgide uzaklaştığı bilinen bir gerçek. Hiçbirimiz Aleviliği tam anlamıyla bilmediğimiz gibi, bize verilmek istenen şekliyle almaya da hazırız. Gerçek Aleviliği öğrenmek için de özel bir çaba harcamıyor, kulaktan dolma bilgilerle yol almaya çabalıyor, ancak bir adım bile ilerleyemiyoruz. Çocuklarımıza nasıl anadilimizi öğretmiyorsak, inancımızı da öğretmiyoruz. Halbuki bir halkın inancı kültürünü oluşturan en önemli, en temel etmenlerden biridir. Kendi kültürünü, inancını, gelenek ve göreneklerini kendisinden sonraki nesillere taşıyamayan toplumlar yok olmaya mahkumdur. Varlığını sürdürmek isteyen tüm toplumlar kültürüne ve inancına özellikle sahip çıktığı halde, Alevi toplumunda bu çaba o kadar cılız kalıyor ki bunu göremiyoruz bile. Soykırımlar, fermanlar nedeniyle ciddi bir yok olma tehlikesi altında olan Süryani ve Êzîdîlik inancı gibi Alevilik inancı da büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.

Bir inancın savaşlar, saldırılar, baskılar ve insanların duyarsızlığı nedeniyle yeryüzünden silinmesi kabul edilir şey değildir. Bu anlamda her Alevi bireyin inancına sahip çıkması en temel görev olarak önümüzde duruyor. Alevilik inancı korunmak isteniyorsa bu inancın gerekleri yaşamın tüm alanlarında uygulanmalıdır ki korunsun.

Unutmamalıyız ki hiçbir din, hiçbir inanç kadına ve çocuğa Alevilik inancında olduğu kadar değer ve önem vermemiştir. Hatta bunların birçoğu kadını yok saymış, onu daha doğar doğmaz diri diri toprağa gömerek, bugünkü erkek egemen sistemin temelini atmıştır. Aleviler tarihin hiç bir zamanında güçlünün yanında rol almadığı gibi, güce de asla biat etmemiştir. Alevilerin yeri her zaman mazlumların yanı olmuştur. İktidarların, zalimlerin yanında yer alan bazı kişiler ise Alevi toplumu tarafından düşkün olarak nitelendirilmiştir.

Alevi kadınları nerede olursa olsun, tarihi öncülük rollerini en iyi şekilde oynamaktan bir an bile tereddüt etmemiştir. 21”inci yüzyılın şimdiden kadınların yüzyılı olarak nitelendirilmesinde bin yıllardır emek sahibi olan Alevi kadınların rolü yadsınamaz. O nedenle başta kadınların, annelerin, kızkardeşlerin bu inanca dört elle sarılması gerekiyor. Gerekiyor ki bir daha asla cahiliye devrine dönülmesin, dünyanın yarısını oluşturan kadınlar toprağa diri diri gömülmesin.

Bu haber 827 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1854 gün önce
1862 gün önce
1876 gün önce
1890 gün önce
1911 gün önce
1953 gün önce
1958 gün önce
1963 gün önce
1994 gün önce
2057 gün önce
2071 gün önce
2120 gün önce
2161 gün önce
2170 gün önce
2173 gün önce
2190 gün önce
2201 gün önce
2260 gün önce
2266 gün önce
2296 gün önce
2372 gün önce
2402 gün önce
2412 gün önce
2429 gün önce
2519 gün önce
2548 gün önce
2566 gün önce
2594 gün önce
2618 gün önce
2960 gün önce
3064 gün önce