2014 yerel seçimlerinde DBP'li belediyelerin kazandığı onlarca belediyenin hiçbir icraatını görmemek için bin bir takla atan yandaş Türk medyası, bu belediyeleri gasp eden kayyumların hizmetlerini (!) ise öve öve bitiremiyor.
Bahsi geçen hizmetlerin içinde en ilginç olanlar ise şunlar: 754 yeni çocuk oyun parkı, 367 gençlik-kültür-spor merkezi yapılmış. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı yüzde 500 arttırılmış. Kesinlikle inanmayacaksınız ama 92 tane de yeni kadın merkezi açılmış!
Geçen yılın ikinci yarısında ilan edilen OHAL ile birlikte 15 Ağustos 2016'da çıkarılan 674 sayılı kararnameyle Kürt illerindeki DBP'li belediyelerin tüm mal varlığına el konuldu. Eşbaşkanlar tutuklanarak birçoğu rehin alındı. Başta kadınlar olmak üzere bütün çalışanlar ya işten çıkarıldı ya da ihraç edildi. Çünkü devletin asıl hedefi Kürtlerin demokratik toplum mücadelesinde öncü rol oynayan kadınların eşit temsiliyetini sağlayan eşbaşkanlık sistemini yok etmekti.
Kayyumların göreve gelir gelmez yaptığı ilk iş, DBP'nin büyük bir çaba harcayarak kurumsallaştırmaya çalıştığı kadın çalışmalarını durdurmak oldu. Bundan sonra aldıkları tüm kararlarda da AKP zihniyetinin politikalarını uyguladılar. 52 kadın kurumu hiçbir gerekçe gösterilmeksizin hızla kapatıldı. Kapatmadıkları kadın merkezlerinin ya isimlerini değiştirdiler ya da burada çalışan kadınların hepsini uzaklaştırarak kurumları erkeklere devrettiler. Mardin Büyükşehir Belediyesinin kayyumu, kadın merkezine erkek yönetici bile atadı. Ele geçirdikleri kadın kurumlarını başta Kuran kursları olmak üzere evlendirme dairelerine dönüştürdüler. Bunları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı aracılığıyla Sümeyye Erdoğan'ın AKP'ye "makul kadın" yetiştirme projesi olan KADEM'e bağladılar.
Yandaş Türk medyası anlata anlata bitiremediği bu kadın merkezlerinde kadınlara ne tür hizmetler verildiğini yazmamış. Acaba oraya giden kadınlara ne tür yardımlarda bulunuyorlar? Neler öğretiyorlar? Bu kadınlardan neler bekliyorlar, bilmiyoruz.
Kadınlarla hiç de barışık olmayan bu zihniyetin kadın merkezleri açması hiç hayra alamet değil. Açıkçası oraya gidecek olan kadınları kendi ideolojileri etrafında örgütleyip her birine onbeşer çocuk yapmalarını öğütleyerek eve kapatmayı hedefliyorlar. Doğacak çocukların oynayacağı parklar da hazır. Büyüdüklerinde de erkekler gençlik-kültür-spor merkezlerine, kadınlar da açılan yeni kadın merkezlerindeki Kuran kurslarına gidecek demek... Kurumların yetersiz kalması durumunda da kişi başı yüzde 500 arttırılan yeşil alanlar var. Burda da "saldım çayıra, mevlam kayıra" politikasının izlenileceği kesin...
Hizmetmiş! Ne hizmeti?
Son günlerini yaşadığımız 2017 yılında 300’ü aşkın kadın kendisine en yakın erkekler tarafından sistematik bir şekilde katledildi. Katledilmelerinin sebebi ise boşanmak istemeleri veya barışma tekliflerini reddetmeleriydi. Öldürülen bu kadınların büyük bir çoğunluğu devletin koruması altındaydı. Ancak ne yazık ki eril devletin kurumları bu kadınları korumadı ya da koruyamadı. Son iki aydır medyaya da yansıdığı gibi, kadınlara zarar vermeyi başaramayan caniler intikam almak, kadını ölmekten daha beter etmek için kendi öz evlatlarını katletmeye başladı. Yandaş medya bu cinayetleri de büyük bir iştahla manşete taşıyarak kadınlara karşı bir silah gibi kullanıyor. Bununla 6284 sayılı kanunun yeniden gözden geçirilmesi için büyük bir baskı yapıyorlar. Neymiş? Evden uzaklaştırılan erkeklerin gururu yıpranıyormuş!
Dolayısıyla ne bunların erkek egemen zihniyetinin, ne tümü erkek olan kayyumlarının ne de cinayet azmettirici medyalarının kadınlara bir hizmeti olamaz. Kimse bunlardan hizmet beklemediği gibi, gölge etmesinler başka ihsan istemez.