Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Türkün Allah‘ı / Haydar Işık

Türkün Allah‘ı / Haydar Işık

03 Ocak 2018, 20:36

Onlarca yıldır yılbaşı geçirdim bilinçli ya da bilinçsiz. Çok acı çektim, çekeni gördüm, yalnızlık çektim. Bazı yıllar erken uykuya çekildim.Bazen mehtap ışıkları altında özgürlük aradım. Bulamadım.

Türkün devleti Sunni ve Hanefi. Onlarca yıldır Moloch'a can veriyorum. Mavi gök altında welatım kapkaranlık zifiri. Ben ise Kürd, demokrat, Alevi. Güneşi ve ateşi seven aydınlığa hayran Yezdan ve Şafii. Uyamadım.

Onlarca yıldır yasak anadilim, kimliğim. Ardından da eşkıya yapıldım, terörist ve sürgünüm. Bitmeyen savaş altında bomba baran dağlarım. Yetmemiş gibi nefes alma, iyi Kürt ölü Kürt, der Türk devleti. İsyan ettim.

Onlarca yıldır onur ve vicdan sahibi aradım, bu isyana omuz verir, birlik olur. Ancak karanlık böyle kovulur. Her insanı, kimliği, dini ve kültürü özgür kılar. Barış içinde mutlu ve müreffeh bir yaşam gelir. Niyette kaldım.

Size barış içinde aydınlık yıllar dilerim. Ser sera şima piroz bo.

Kürtler, Ankara'yı doğru görüp okusalar yeter. Bugün iktidardaki AKP'li müminlerin (!) Allah'ı Türkçü, devletçi ve Hanefi. Kürt Alevi ve Şafiiler ise, Mansur el Hallac ruh temizliğiyle O'na varmanın erdemliliğini kurar durur. Onun derisi yüzülür. Ama Zilan, Piran ve Dersim'de Kürde yapılan ile bugüne kadar süren soykırım; Mansur'a yapılan şiddetten milyon kez fazladır. Kürt, derisinin soyulduğunu görmüyor. Eskiden Kemalist devlet yapıyordu. Bugün İslamist devlet Allah adına bu işi devralmış götürüyor.

Türkün doğumdan ölüme, yatak odasından abdest suyuna kadar herşeyi düzenleyen, dokuz yaşındaki çocuğun hamile kalmasını caiz gören müminlerin yüce Allah'ı, buyruklarını özenle yarattığı Türkü mutlu ve müreffeh kılmak için yollamış olsa gerek. Türkler gönüllü Müslüman oldu, İslamın ganimetinden fazlasıyla yararlansın, düşündü. Buna karşılık Kürtler İslam olmamak için, Arap-İslam ordularına karşı yüz sene savaştıklarından Allah'ın üvey evladı bile olamadılar.

Man adasında, Malta ve Paradise Papers de para biriktiren, hırsızlıkları arşa yükselmiş bu sözde AKP müminleri; Müslüman, Müslümanın kardeşidir diyor. Kardeşlikte paylaşım olur, hak olur, hukuk olur. Güzel Türkçe'nin yanında sözde kardeş ve Müslüman Kürtlerin anadili Kürtçe'ye de yer olur. Yaradana inanan, doğuştan kazanılan bu hakkı tanır. Oysa Kürtçe hala yasak altında tutuluyor. Yani darda beraber, ama yarda yalnız Türklük var.

Allah'a sormuşlar; Sen Fransızı niye yarattın? Zarifliği için. İngilizi; inadı için, Almanı; çalışkanlığı, sonunda sıra Kürde gelince; Kürtler mi? Onlardan haberim yok, demiş.

Eh Türkün Allah'ı bizden habersiz olunca, onlar da biz Kürtleri ezip duruyor. Anadil, öğrenmeyeceksin, çocuklarına istediğin ismi veremeyecek, hiç bir hak hukuk talep etmeyeceksin. Ankara, yalnız kuzey Kürtleri için değil, güney, doğu, batı, diaspora vesselam dünyadaki tüm Kürtler için ahkam kesiyor.

Şöyle yaparsan seni asarım, böyle yaparsan keserim, kendini inkar etmezsen canını alırım. Ankara soluk almandan, kafanın içinde dolaşan fikre kadar emrime girmezsen vururum, diyor. Özgür Kürde bir tek yol bırakıyor; ya öl, ya da gel zindanda çürü.

On binlerce tutuklu ve hapis, üstelik seçilmiş vekiller, parti başkanı Selahattin Demirtaş, Amed Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve diğerleri.

Doğumundan ölümüne kadar Kürde hükmeden kim? „Kürde fırsat verme ya Rab, dehre sultan olmasın/ Ayağını çarık sıksın, asla islah olmasın/ Vur sopayı al ekmeği, karnı bile doymasın/ Ol çeşmeden gavur içsin, Kürde nasip olmasın."diyen Sultan Selim Han'dan beri Türkiye, bir hırsız gibi Kürdün hem gününü,hem de gecesini çalmakla meşgul. Kürtler için yaptırdığı zindanlar, asimilasyon fabrikası Türk-İslam sentezli okullar; doğarken Kürt; ölürken;

„Türk" yapılan Kürdün, işkence içindeki yaşamı sürüp gider.

Ama kendisi olmayana başkası isim koyar. Akıl, fikir, izan bazı Kürtleri terketmiş olmalı. Ruhu çürümüş, alınıp satılan bazı Kürtler, hala AKP'li devlete „iyi" diyor. Kürt dilinin anayasal yasak altında tutulduğu ve Reis her gün ağzını açınca, „tek millet, tek dil, tek din" derken, bize ne bırakıyor?

AKP; halkımızı açlık, sefalet, yokluk içine çekmişken, her türlü insani temel haktan mahrumken, bize ne kaldı? İyi biline ki, AKP önünde başını eğen, bir daha ne yapsa onu kaldıramaz.

Zerdüşt şöyle der: Benim yarattığım Tanrı, insan yapısı olduğundan hem bir şaheser, hem de deliliktir. Ara benim gerçekliğimi, diyerek atalarımıza seslenir. Gerçekliği arayanlar şüphesiz çok oldu, ama ardından giden az oldu.

„Biz eşkıyadan yana olmayız." deyip Ankara'ya biat ettiler. Kürtlerden biri çıktı, gür sesle halkına seslendi. „Size düşünmenizi öneriyorum. Tanıyın düşmanınızı, savunun kendinizi, düşünceniz galip gelmezse, o zaman da namuslu olduğunuza sevinin." Ama Kürtler birleşip gürleşmek yerine, bazıları ya korku, ya da çıkar bıçağına boyun uzattılar. AKP, halkı aç bıraktı. Aç olan sadece doymayı düşünür. AKP, Kürde düşünmeyi unutturmak istedi. Düşünceyi unutan despotik ve doğmacı olur. Zerdüşt; iyi nedir diye sorarsan, derim ki ruhu büyüyen iyidir. Çünkü ruhu büyüyenin cesareti büyür, der. Eğitim almayan,bilim, bilinç ve inanç kazanmayanın ruhu ise ceviz kabuğuna hapsolur. Cesareti olmayan biri, gerçeklikten uzak yaşayan zavallı bir köledir. Kürt gençleri, ruhunu zenginleştirmek zorundalar. Bu onların varlık nedenidir. Bilinsin ki, içi boş ceviz de bir gün kırılır.

www.haydar-isik.com
https://www.facebook.com/haydar.isik2
https://twitter.com/#!/yazarhaydarisik

Bu haber 563 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..